Emin: ben İzmir'e dönmek istiyorum.dedi birden
Ali:şimdi nerden çıktı o?diye sordu
Emin:abi hem annemleri görmek istiyorum hem de özledim ben oraları.dedi
Ali:oğlum haklısın ama daha senin durumundan emin değiliz ve oraya gidersek ne ile karşılaşacağımız hiç belli değil yani ille de istiyorum dersen götürelim ama her şeyin orada başladığını ve ne halde olduğunu unutma..dedi
bu konuşma Emin'i biraz etkilemişti o da kararsız kaldı ama bir yandan da annesini ve babasını görmek istiyordu.
Emin tam konuşacakken Ali ondan önce davranarak;
-eğer istersen annenler de buraya gelebilir biz her şeyi ayarlarız.dedi
Emin:abi ev bizim değil Feyzullah abiyeyük oluyoruz zaten yeterince fazlayız baksana halimize.dedi
Feyzullah:ne saçmalıyorsun sen Emin sen kendini hatta sizi demeliyim yük olarak mı görüyosun cidden?dedi sinirlenmişti bu duruma çünkü o onlara ailesinden biri gibi bakıyor,davranıyordu.
Emin:ya abi ama haksız mıyım evine çöktük resmen hele benim yüzümden olanlar yani bilmiyorum..dedi cümlesini devam ettirmeden;
Feyzullah:sus öyleyse ben biliyorum. ben sizi ailemden biri gibi sayıyorum ve seviyorum burada olmanız beni rahatsız edecek olsa sizleri kabul bile etmezdim. senin yüzünden olanlar değil ayrıca ''başımıza gelenler'' (diye vurguladı) sadece seni değil bizi de ilgilendiriyor unutma ki biz her zaman yanında olacağımızı söyledik şimdi bu saçma düşüncelerinden çık beni sinirlendirme. Ali.. sen de ara Salih'i ve Sacide'yi gelmelerini rica et sorun varsa da çözelim bir şekilde gelsinler.dedi
Emin çok duygulandı ve Feyzullah'a sarıldı. çekildikten sonra;
-Abi sana çok teşekkür ederim sen iyi ki varsın iyi ki seni tanıdım yani...dedi ve Feyzullah sözünü keserek;
-tamam daha fazla duygusallık istemiyorum hadi.dedi
Ali:sen ne kadar güzel bi insansın be Feyzullah. senin gibi bir dostum olduğu için çok mutluyum.dedi ve o da ufak bir sarılmaya yeltendi.
Niyazi:tamam tamam hepimizi sevgiye boğacaksınız şimdi ağlayacağız.dedi ve hep birlikte bir kahkaha attılar.
Emin herkesin yüzüne bakıyor ve onlarla olduğu için binlerce kez şükrediyordu.
Ali:şimdi Salih'i arayım ve gelmesini söyleyim ama bunu uzun süredir beklediğini düşünüyorum.dedi ve kapının önüne çıkıp Salih'i aramak için telefonunu çıkardı.
ilk aradığında bir kez çalıp meşgule atılmıştı 2-3 dakika sonra Salih tekrar aradı ama Ali açtığından telefon kapanmıştı. Ali çok aldırış etmeden tekrar aradı ve bu sefer de ulaşılamıyor çalmıştı. şarjının bittiğini düşünerek tam içeri girmek için kapıyı açacakken Salih tekrar aradı ve Ali daha açmadan telefon kapandı. Bu durumdan şüphelenmişti çünkü neden Salih oyun oynasın ki? diye düşündü. Bu sefer Sacide'yi aradı..
Sacide: efendim Ali ne oldu? bir sorun yok dimi?dedi
Ali:yok Sacide burada sorun yok da Salih nerde?dedi
Sacide:burda yanımda.dedi
Ali:telefonunu neden açmıyor? dedi çok detaylı söylemedi.
Sacide: telefonu çalmadı ki Ali şimdi bakıyor kendisi de ama yok arayan.dedi
Ali:allah allah neyse bunu daha sonra tartışırız ben buraya gelmenizi isteyecektim eğer uygunsanız hani para açısından falan. çünkü Emin sizi görmek istedi ve biz de onu İzmir'e götürmek istemedik açıkcası en azından bir süre.dedi
Sacide: çok güzel olur Ali tabi geliriz evladımı nasıl özlediğimi anlatamam. sen bize yol tarifini at biz geliriz bi sıkıntımız yok.dedi
ve konuşup hallettiler. Sacide ve Salih yarın sabah yola çıkacaklarının haberini verip kapattılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lübbey
HorrorTerkedilmiş bir köy hakkında.. O köyde yaşanılan gerçek olaylardan ziyade kendi kurgularımı sizlere sunmak istedim. Bu hikaye ile Lübbey köyü yeniden ayaklanıyor.