Ali:evet Niyazi biz sözümüzde duramadık Emin'i en fazla 1 haftada kendine getirmemiz gerekiyordu ama haftalar geçti henüz birşey değişmedi elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz evet ama olmuyo neden anlayamıyorum normalde asla bu kadar uzun sürmez di bu.dedi
Niyazi:abi evet doğru söylüyosun düşüncelerin de doğru fakat bu kadar uzun sürmesinin sebebi geçmişe dayanan olaylar.Emin uzun süredir bu köyde anladığım kadarıyla ve çok eskiden cinlerin bu köye musallat olduğu söyleniyor ama sadece bir kişiye değil bütün köye yani Emin'in kurtulamaması geçmişe dayalı birşey biz yinede elimizden geleni yapalım onu kurtarana kadar gerekirse yıllar geçsin ama Emin kurtulmalı.dedi
sonra Seyfullah içeri geldi elinde kahveler vardı Ali'ye ve Niyazi'ye bardakları uzattı daha sonra üçü birlikte oturdu ve ne yapabileceklerini konuştular...
Seyfullah:evet Ali Niyazi haklı olabilir çünkü bu köyde çok eskiden bir çok şey yaşandı ve olayların çoğunda çözümüne ben yardımcı olmuştum.
Ali:anladım ama daha ne yapabiliriz Emin için? çünkü yaptığımız ritüeller olumsuz oldu yani bi ilerleme kaydettik ama sonrası gelmedi hatta tamam Emin'i gerektiğinde kontrol bile edebiliyoruz ama onu bu dertten kurtaramıyoruz.dedi
Seyfullah:yani ozaman 2 seçeneğimiz var.dedi
Ali:ne onlar?dedi
Seyfullah: ya daha büyük kişilerden yardım alıcaz ya da böyle Emin'in canını yaka yaka kurtulmasını beklicez.dedi
Niyazi:büyük kişiler bulmak zor özellik medyum ama bulmak zorundayız sanırım.dedi
Ali:galiba öyle yapmamız gerekicek ne kadar zor da olsa.dedi
sonra Serdar ve Ahmet içeri geldi yanlarında Emin de vardı biraz kendine gelmiş gibiydi içeri geçip koltuğa oturdular.
Ali:Emin oğlum iyi misin?dedi
Emin etrafına bakındı ve ;
-iyiyim abi.diyerek gülümsedi.
Ali:bir şey ister misin yapalım?.dedi
Emin:yok abi sağol şuan sadece biraz da olsa üzerimden bir yük kalkmış gibi hissediyorum yani bi sorun yok gibi.dedi
Niyazi:emin misin saatte baya geç oldu ama yani sadece gerçekten emin olmak için soruyorum gerçekten bir sorun yok dimi.dedi
Emin:hayır kardeşim şaşkınım ama şuan bir sorun yok.dedi
Niyazi:güzel ozaman zaten olsa hissederdim ama neyse ki iyisin. sen nasılsın yani yaraların daha acı veriyormu?dedi
Emin kollarını açtı ve ;
-bu nasıl acı vermesin Niyazi.dedi
Niyazi yaralarını görünce çok kötü oldu çünkü gerçekten oldukça can yakıcı izlerdi ve normal bi insanın veremeyeceği kadar çok zarar vermişlerdi Niyazi hiçbişey diyemedi.
herkes öylece Emin'e baktı sadece.
Seyfullha:Emin içecek birşeyler getireyimmi?dedi
Emin:aslında iyi olur abi.dedi
Seyfullah:tamam oğlum.dedi ve mutfağa gitti.
Niyazi:Serdar ve Ahmet siz nasılsınız evin bereketi kalmadı siz de farkettiyseniz kimse kimseyle adam akıllı bir araya gelemiyor.dedi yüzünde hafif bir gülümseme vardı.
Ahmet:valla biz iyiyizde kardeşim asıl seni sormalı sende kaç gündür uyumuyosun bi dinlenemedin.dedi
Emin:kusura bakmayın ya benim yüzümden bu hallere geldiniz.dedi ve başını öne eğdi.
Niyazi:bana bak kaldır o kafanı beni de sinirlendirme biz senin kardeşleriniz tabi yanında olucaz.dedi
Emin:iyi ki varsınız be gerçekten siz olmasanız ben ölmüştüm çoktan.dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lübbey
HorrorTerkedilmiş bir köy hakkında.. O köyde yaşanılan gerçek olaylardan ziyade kendi kurgularımı sizlere sunmak istedim. Bu hikaye ile Lübbey köyü yeniden ayaklanıyor.