Ali:ben artık ne yapacağımı gerçekten bilmiyorum. Emin'le birlikte herkesi buraya sürükledim ama elimden bir şey gelmiyor ben gerçekten utanıyorum.dedi
kimse karşılık vermedi herkes durumun ciddiyetinin ve Ali'nin çabaladığının farkındaydı ama ne kadar zorlasa da onun yaptıklarının görünmemesine sebep olan bir şey vardı.
İsmail:Ali? biz daha doğrusu ben ne yapıcam şimdi.dedi bir yandan korkuyordu bir yandan da çok üzgündü.
Emin yavaşca ayağa kalktı İsmail'in yanına gitti ve;
-hayatına devam edeceksin başka bir şey olmayacak eğer hiçbir şeyden haberim olmasaydı şu an ben de seni öldürmüştüm. ama onu tanıyorum ve bu yüzden de sana sinirli veya kızgın değilim. Evet canım yanıyor ama geçecek.dedi
İsmail Emin'e sarıldı ve ;
-iyi ki nefsime yenik düşmemişim.dedi sadece
Emin daha fazla bir şey söylemedi sadece sarılarak karşılık verdi.
Ali:o zaman onu gömmemiz lazım.dedi
Eyüp:nereye gömersek gömelim çok kısa bir süre de yok olacak zaten.dedi
Niyazi:neden yok olacakmış?dedi
Eyüp:Serdar'ı hatırlayın o da kaybolmadı mı?dedi
Niyazi:iyi de biz sana bundan bahsetmedik ki?dedi
bir anda her şey karışmıştı
Ali:aynen Eyüp sana böyle bi bilgi vermedik sen nerden biliyosun?dedi
Emin:ben anlattım.dedi ama bunu sadece tartışma olmaması için söyledi yani kısaca gizlediği bir şeyin üstünü örttü aslında Emin bile böyle bir şeyden bahsetmemişti.
Eyüp:hadi Sacide'nin çaresine bakalım daha fazla beklerle kötü olacak.dedi
Ali:sen kimsenin gitmediği boş bir yer biliyor musun İsmail?diye sordu
İsmail:birileri gelip gidiyor mu bilmiyorum ama aşağılarda boş yerler var evet.dedi
Ali:tamam arabayı alıp geliyorum gidip halledelim.dedi ve gitti Niyazi de bu sırada Sacide'ye bakmak için içeri girdi. Emin yavaşca Eyüp'ün yanına gitti ve fısıldayarak;
-ne saklıyosun sen bizden?dedi
Eyüp:hiçbir şey saklamıyorum neyden bahsediyorsun sen?dedi
Emin:bana yalan söyleme Serdar'ın sadece öldüğünü biliyordun ona ne olduğunu değil.dedi
Eyüp:yalan falan değil sadece önceden yaşadığım şeylere güvenerek öyle söyledim.diyerek geçiştirdi ama Emin buna inanmadı ve daha fazla uzatmadı. artık güvenmiyordu.
Niyazi Sacide'yi iyice süzmüştü etrafında bir şeyler varmı diye. ve ceplerine de baktı. cebinden Emin'İn fotoğrafı çıktı öylece baka kaldı ve gözünden bir damla yaş akıp gitti..
Niyazi:neden!neden!dedi sessizce
birden Sacide tuhaf bir ses çıkardı ve aynı zamanda ufak bir hareket etti. Niyazi neye uğradığını şaşırdı biraz geri çekildi çünkü korkmuştu.
İsmail'e bağırdı o da koşarak içeri geldi.
İsmail:noldu Niyazi!?dedi
Niyazi:sen öldürebildiğine emin misin! ses çıkardı hareket falan etti bak eğer altından bir şey çıkarsa seni yaşatmam!dedi
İsmail:yemin ederim öldürdüm ama neden öyle olduğunu gerçekten bilmiyorum.dedi
çok geçmeden Ali'de gelmişti.
Niyazi:tamam yardım et şunu bağlayalım o zaman.dedi ve birlikte kolarını ve bacaklarını sıkıca bağlamışlardı.
İsmail:hadi tut Ali geldi götürelim.dedi
Niyazi:bir saniye bekle.dedi ve odaya gidip siyah bir çarşaf tarzı bir şey alıp geldi.
İsmail:onu napıcaksın?diye sordu
Niyazi hiç cevap vermeden o çarşafı Sacide'nin kafasına geçirip boğazından iple bağladı.
Niyazi:tamam şimdi çıkaralım hadi.dedi
kadını boydan boya siyaha sarmışlardı Emin onu öyle görünce tekrar kötü oldu.
Ali:Emin bak yapamazsan eve git sen biz halledelim.dedi
Emin ağlamaktan konuşamaz hale gelmişti ama yine de gitmek istediğini belirtti..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lübbey
HorrorTerkedilmiş bir köy hakkında.. O köyde yaşanılan gerçek olaylardan ziyade kendi kurgularımı sizlere sunmak istedim. Bu hikaye ile Lübbey köyü yeniden ayaklanıyor.