Emin her şeyden uzaklaşıp gitmek istiyordu ve Niyazi'yle bunu konuştu;
-biz burdan gitsek nasıl olur?dedi
Niyazi:açıkcası bunu ben de istiyorum hatta Ali abiye bahsettim de ama şu an olmaz kimseyi gönderemem bir yere dedi.diye anlattı
Emin:neden peki daha ne kadar kalıcaz burda.ben cidden çok fazla sıkılmaya başladım hem gitsek kimseyle görüşmem en azından hayatım düzene girer.dedi
Niyazi: haklısın Emin ama elimizden bir şey gelmiyor işte habersizce çekip gitmek de yakışmaz ayrıca dur bakalım bu günden sonra başımıza neler gelecek.dedi ve Emin'i bir şüpheye düşürdü.
Emin: başımıza neler gelecek derken?diye sordu
Niyazi: yani annen bir şeye bulaştı ve seni de bulaştırmaya çalıştı hatta şöyle söyleyim kendisi gelirken eli ve yanı boş gelmedi. tabi bunun sana ne zararı olur bilmiyoruz işte bu yüzden söyledim.dedi
Emin:yani hala bir tehlike altındayım? bunu mu demek istiyosun.dedi
Niyazi: öyle sayılır. bak Emin senin yaşadığın bir hastalık değil veya ona benzer bir şey değil bu onlara aykırı bir şey bir cinin insan bedenine musallat olmasından bahsediyoruz. kimi insan bununla alay ediyor inanmıyor etmiyor ama başlarına gelse koşa koşa hoca arıyor. ne alaka dersen şimdi senin başında bu kadar insan var ve hepsi bu işlerde büyük mevkilere sahip öncelikle bu yüzden şanslısın. sonrasında ise bir tehlike altında olman söz konusu olabilir ama bize ve kendine güven sen onlardan üstünsün bu kabile ne olursa olsun sen büyüksün. bilmem anlatabildim mi.dedi
Emin:evet haklısın da ama hepimiz sıkıldık artık bu durumdan ben sadece kendimi değil sizi de düşünüyorum. en balından beri başınızdayım ölümden bile döndüm ama yine de beni bırakmadınız bu yüzden çok teşekkür ederim işte. ama olaylar bu noktaya gelmişken hepimizin güzel şeylere ihtiyacı var.dedi
Niyazi: eğer biraz daha sabredersek daha da güzel şeyler olucak sen hiç merak etme. hadi istersen içeri girelim biraz esmeye başladı.dedi ve birlikte içeri geçtiler.
Sacide yavaş yavaş kendine gelmiş gibi gözüküyordu.
Salih:Ali biz çok geç olmadan dönelim yeterince huzurları kaçırdık.dedi
Ali: sen değil bu kadın kaçırdı sakın kendi üzerine alınma.dedi
Emin ve Niyazi salonda oturuyordu odalarına çıkmamışlardı. sabaha karşı Salih ve Sacide yola çıkmak üzere hazırlanıp kapıya doğru gidiyorlardı. merdivenden inerken Emin Sacide'ye öyle bir baktı ki Sacide kendini tutamayıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. ani bir hareketle gidip Emin'e sarıldı. Emin tepkisiz bir şekilde durdu sadece geri de çekilmedi onu da itmedi.
Ali Emin'e bakarak yavaşca kafasını salladı Emin de bunu anladı ve o da yavaşca Sacide'ye sarıldı. ama o sarılması pek samimi değildi çünkü içinden gelmiyordu. Sacide uzun bir süre ağlayarak oğluna sarıldı daha sonrasında geri çekildi ve Emin Salih'le de vedalaştı.
Emin annesinin gözlerine bakarak;
-merak etme ben iyiyim ve hep iyi olucam baba.dedi
Salih: hiç şüphem yok oğlum. ben tekrar gelicem tamam mı.dedi ve uzun uzun sarılıp vedalaştılar. ve artık onlarda yola çıkmıştı.
onlar gidince herkes bir araya gelip oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lübbey
HorrorTerkedilmiş bir köy hakkında.. O köyde yaşanılan gerçek olaylardan ziyade kendi kurgularımı sizlere sunmak istedim. Bu hikaye ile Lübbey köyü yeniden ayaklanıyor.