Niyazi:Ahmet tamam lan bi dur bak anlıyorum seni ama sen böyle davrandıkça eline ne geçiyo geçmiş gitmiş bi olay! dedi
Ahmet:ya kardeşim tamam ama bak ben ne bekliyodum neler çıktı ortaya şuan kendime hakim olamıyorum öldüresim var o kadını ya benim teyzem o pislik teyzem ya! dedi
Niyazi:işte en sevdiklerimizden beklenmedik şeyler görüyoruz bu genelde hep böyle olur.dedi Ahmet biraz sakinledi sonradan eve doğru hızlıca gitti ve ;
-bu yaptıklarını annemgil biliyomu!diye bağırdı
Zehra:hayır oğlum hayır bak sakın söyleme zaten kimsem yok bide onları uzaklaştırma benden.diyerek ağladı
Ahmet:tamam ben bilmem gerekeni bildim gerisi seni ilgilendirmez bu saçmalıkları yapmadan önce düşünseydin.dedi ve tekrar çıktı bu sefer diğerleri de çıktı arabanın yanında biraz konuştular;
Ali:Ahmet iyi misin?dedi
Ahmet:iyiyim abi iyiyim.dedi
Ali:güzel ama bu kadar sert olmana ne gerek vardı bu söyleyeceklerini daha düzgün bir şekilde de söyleyebilirdin sen şuan kendine zarar veriyosun boş yere kendini yoruyosun.dedi
Ahmet:abi ne yapıyım benim ailemin büyüyle işi olmaz ağızlarına bile almazlar onlar böyleyken teyzemin kendi öz teyzemin kuzenimin anneannesine büyü yaptırması gerçi sadece suç teyzemde değil Feride teyze de aynı şekilde ama dediğim gibi kimse büyüden bahsetmezken onun böyle yapması canımı sıktı.dedi
Seyfullah:tamam Ahmet haklısın bizde fazlasıyla şaşırdık biliyosun hep bir aradaydık biz zaten ama işte insan nefsine hakim olamayınca şeytan onu her türlü kötülüğe sürükleyebiliyo.dedi
Niyazi:isterseniz biraz buralarda dolaşalım o kadar yol geldik hemde biraz kendimize geliriz burası baya iyiymiş.dedi
Serdar:bencede güzel olur hava çok iyi.dedi ve biraz köyün etrafında gezinmeye başladılar Ali ve Seyfullah en önde yan yana yürüyordu ilerledikçe karşılarına çıkan bazı köylüler onlara tuhaf tuhaf bakıyordu bir süre daha yürüdükten sonra karşılarına bi adam çıktı ve selam verdi hepsine
Ali:merhaba kardeş adın ne öncelikle onu soruyum.diyerek konuşmaya başladı
köylü:merhaba merhaba hoşgeldiiniz adım Recep.dedi
Recep:hayırdı sizi hiç görmedim buralarda nerden geldiniz?dedi
Ali:biz İzmir'den geldik aramızdaki bi arkadaşın teyzesini ziyaret etmek için.dedi
Recep: tekrar hoşgelmişsiniz kime geldiniz?dedi
Ali:Zehra Demirkan. bilirmisin?dedi Recep onu duyunca bi durgunlaştı ve;
-biliriz tabi kimseyi yanına da yaklaştırmaz o.dedi
Ahmet:neden?diyerek öne geldi
Recep:bilmiyorum oğlum tuhaf bi kadın çok az kişiyle konuşur evden çok çıkmaz akşamları bahçesine oturur kendi kendine konuşur tuhaf yani.dedi
Ahmet:anladım Recep amca saol.dedi
Niyazi:Recep amca ne kadar doğru olur bunu sormam bilmiyorum ama buralarda yani bu köyde tuhaf olaylar yaşandımı geçmişte veya şu zamanlar?dedi
Recep:onları ben çok bilmiyorum oğlum ama aşağı kahvedekilerden detaylı bilgi alabilirsiniz ve şuanda da öyle olaylar olduğunu hiç duymadım.dedi
Niyazi:tamam amcam saol.dedi ve biraz daha sohbet ettikten sonra Recep oradan gitti.
Ali:bizde artık dönelim yolumuz uzun.dedi
Serdar:kahveye gitmiyomuyuz?dedi
Ali:oğlum vaktimiz yok ama Bursa'dan döndüğümüzde tekrar uğrayabilirsek gideriz.dedi
Serdar:tamam abi.dedi ve arabaya doğru gittiler daha sonra bindiler ve Bursa Çökene köye doğru yola çıktılar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lübbey
HorrorTerkedilmiş bir köy hakkında.. O köyde yaşanılan gerçek olaylardan ziyade kendi kurgularımı sizlere sunmak istedim. Bu hikaye ile Lübbey köyü yeniden ayaklanıyor.