saat 05:10 olmuştu sabah ezanına az kalmıştı.hep birlikte oturdular ve çay içip ne yapabileceklerini tartıştılar.o sırada Emin uyuyordu tabi.vücudundaki izler ve yaralar oldukça kötüydü cinlerin ona acı çektirdiği çok belliydi Niyazi ona baktıkça cinlere olan içinde ki öfkeyi saklayamıyordu daha doğrusu Niyazi'nin cinleri.
Ali:Emin'in elini yüzünü bi temizlesek iyi olur sabah ezanı okunduğunda bi tas ve kova getirin bide işte kanları temizlemek için bir bez falan.dedi
Seyffullah:tamam getiririm ben içeriden.Ali benimle odaya gelirmisin birşey konuşmalıyız.dedi
Ali kalktı ve ikisi birlikte odaya gittiler..
Ali:efendim Seyfullah ne oldu?dedi
Seyfullah:Ali,kardeşim farkındasın değil mi olan bitenin yani Emin gerçekten çok kötü bir durumda ne yapsak olmuyo gün geçtikçe canını daha çok yakıyolar ona birşey olacak diye korkuyorum ben boğazlarını o halde görünce içim parçalandı.dedi
Ali:bu durum benimde hoşuma gitmiyo ama ne yapmamı istiyosun olmadıkça zorlamaktan başka çaremiz yok.dedi
Seyfullah:acaba bizden daha bilgili birinden mi yardım istesek diyorum? ne dersin?dedi.
Ali önce bi kafasını eğdi ve düşündü bir süre daha sonra;
-tamam da kim?dedi
Seyfullah:ben birini tanıyorum ama... hatta muhtemelen sende tanıyorsun.dedi
Ali:EE uzatma da söyle ozaman.dedi
Seyfullah: Feyzullah hoca yani Feyzullah Koç?dedi.
Ali tanımıştı bir süre yine cevap vermeden baktı öylece ne diyeceğini bilemedi.
Ali:sen nereden tanıyosun ki onu?dedi
Seyfullah:bence şuan onu boşver de ne diyosun bu kararıma?dedi
Ali:ya bilmiyorum hem sen çağırsan hemen gelicekmi sanki?dedi
Seyfullah:merak etme ben onu çoktan düşündüm Feyzullah olanları biliyor yakın arkadaşımdır anlatmıştım ona bi sorun olursa çağırmamı söyledi bence çağırmamızın zamanı geldi.dedi
Ali:emin değilim şuan kararsızım Seyfullah.dedi
Seyfullah:tamam ozaman bugün akşama kadar karar vermiş ol yoksa Emin bu gidişle ölücek bi boka yaramıyoruz baksana.dedi ve içeri gitti.
Ali odada kaldı 2-3 dakika sonra Niyazi yanına geldi ve;
-abi ne oldu?ne konuştunuz?dedi.
Ali:Seyfullah Feyzullah'ı çağıralım diyo Emin'in durumu daha çok kötüleşiyor diye bende emin olamıyorum çağırmalımıyız?dedi.
Niyazi:yani tabi abi siz bilirsiniz ama çağırırsa iyi olabilir bence.dedi
Ali:tamam oğlum düşünücem bunu.dedi ve biirlikte içeriye gittiler.sabah ezanı çoktan okunmuştu Seyfullah da Emin'i temizlemek için su falan getirmişti.Ali eline bezi alarak yavaşca Emin'in yüzünü ve boynunu temizlemeye başladı çok yavaş yapmaya dikkat ediyordu çünkü canını acıtmak istemedi.
Serdar:abi yardım edelimmi?dedi
Ali:şuan gerek yok Serdarcım ama ihtiyacım olucak size ozaman yardım edersiniz.dedi.
Seyfullah da evi toparlıyordu dualar ve surelerle dolu odasına girdi oradan daha kuvvettli dualar bulmaya çalıştı Ahmet'de onun yanındaydı odada masanın üzerinde Emin'in evde bulduğu kutu duruyordu ve onun hakkında sorular sormaya başladı.
Ahmet:Seyfullah abi bunu daha açmadınızmı?dedi
Seyfullah:hayır Ahmet açmadık henüz açamayızda yani bence açmamalıyız.dedi
Ahmet:anladım abi. dedi tam kutuyu eline alıcaktı ama elini değdiği an eli yanmıştı hemen kızardı o an acı çektiği için bağırdı.Seyfullah elindekiler bıraktı ve
-napıyosun oğlum neden dokunuyousn ya.dedi
Ahmet:abi ben ne biliyim böyle olucağını.dedi
Seyfullah: tamam haklısın ama bir daha dokunma bu sana ders olsun.dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lübbey
HorrorTerkedilmiş bir köy hakkında.. O köyde yaşanılan gerçek olaylardan ziyade kendi kurgularımı sizlere sunmak istedim. Bu hikaye ile Lübbey köyü yeniden ayaklanıyor.