Lübbey 126

396 17 5
                                    

hemşire danışmadan Emin'in adını anons ettirdi ve Ali gil bunu duyunca şaşırıp kaldı. hemen Ahmet ve Eyüp anons edilen yere gidip Emin'in odasını öğrenip yanına çıktılar.

Eyüp:Emin iyi misin?dedi

Emin henüz kendine gelmiş gibi gözükmüyordu ama zar zor cevap vermeye çalıştı;

-iyiyim ama bana ne olduğuna asla anlam veremiyorum. mesela buraya nasıl geldim onu bile bilmilyorum.dedi

Ahmet: buraya gelmeden önce ne olduğunu hatırlıyor musun?dedi

Emin: bitane adam gördüm.. dedi ve devam etmedi çünkü o an da aklına bir şeyler gelmişti,bir şeyler hatırlamıştı.

Eyüp:evet bitane adam?diye tekrarladı.

Emin: tam emin değilim ama o adamı gördükten sonra bana bir şey oldu resmen kal geldi ve ona baka kaldım sonrasında işte buradayım.dedi

Eyüp: o adamı tanıyor musun sen yani tandık mı geldi biraz bahsetsene görünümünden.dedi

Emin: çok tanıdık geldi. Niyazi'yle kahveye gitmiştik bi ara orada gördüğüm birine benzettim. işte hafif beyaz saçlı biraz da kilolu, sakallı 50-60 yaşında bir adam.dedi

Eyüp:yani kimseyi tanımadığım için sadece gözümde canlanıyor şu an ama gördüğümde onunla konuşacağım. hatta şimdi hem biraz hava alayım hem de bakınayım.dedi

Ahmet:Ali abilere de söyle merak etmesinle.dedi

Eyüp: tamamdır.dedi ve odadan çıktı.

arkasından hemen hemşire girdi:

-nasılsın Emin?diye sordu

Emin:iyiyim teşekkürler. ama bu kesin değil.dedi

Hemşire: aslında bizim muayenemize göre de gayet iyisin. anlık bir burun kanaması sonrasında bayılman.. bunlar tansiyonunu biraz etkiler diye düşündük fakat sapa sağlamsın işte buna anlam veremedik.dedi

Ahmet:burnun da mı kanadı?dedi Emin'e dönüp

Emin:kanamış. ben bile farkında değilim.dedi

Hemşire ikisine de göz ucuyla baktı ve :

-bizim de elimizden gelecek bir şey yok bu durum da ama eğer kötü hissedersen hemen müdahele ederim.geçmiş olsun.dedi ve çıktı.

Ahmet:Emin gerçekten iyi misin sen? bu bayılman,burnunun kanaması falan bana geçmişi anımsattı.dedi ve korkuyordu.

Emin:bilmiyorum Ahmet ama korkuyorum gerçekten. soluksuz dua okuyorum resmen ama sonum ne olacak bilmiyorum.dedi

Ahmet'in aklına bir şey geldi ve koşarak odadan çıktı Emin sadece''nereye' diye bağırdı ama Ahmet duymadı.

Ahmet Ali'nin yanına gitti ve:

-Abi aklıma bir şey geldi Emin'e olanları Eyüp anlatmıştır ve ben de bunun Niyazi ile alakalı olduğunu düşünüyorum.dedi

Ali:nasıl yani?dedi

Ahmet:şu an Niyazi yanımızda değil belki de içerde uyutulmuş bir şekilde yani herhangi bir etkisi yok. hatırla işte bu cinler Niyazi'nin sahip olduğu güç yüzünden bir şey yapamıyordu.dedi

Ali'nin başından kaynar sular dökülmüş gibi oldu ve :

-koş Emin'in yanına!dedi ve tekrar bi koşuşturma içinde Emin'İn yanına gittiler.

odaya girdiklerinde Emin'in yanında o tarif ettiği adam vardı ve biraz daha geç gitseler Emin'i boğmaya yönelecek gibi duruyordu.

Ali:sen kimsin!dedi

adam yavaşca arkasına döndü:

-ben köyden İsmail Karacaoğlan. geçenlerde Emin'le yanında bir arkadaşı bizim kahveye gelmişti. ben de burada gördüm yani daha doğrusu karşımda bayılınca arayıp buldum merak etmiştim.dedi

Ali:allah allah Emin hiç bahsetmedi.dedi

Ahmet:biraz söylemişti az önce ama nasıl biri olduğuna dair bir bilgimiz yok.dedi

İsmail:sizden bir şey gizlemek istemem açıkcası. buraya Emin'in iyiliği için bir şeyler anlatmaya geldim ama kendisi dinleniyor.dedi ve arkasında Ali'nin seslenmesini dikkate almadan çıkıp gitti.

belki de o adam gerçekten Emin'in iyiliği için oradaydı...

LübbeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin