bütün bu olanlardan sonra Emin'İn bedeni artık daha fazla dayanamamıştı ve kendini ölüme terk etmişti.. öylece olduğu yerde.. herkes başında ağlıyor onu uyandırmak için çabalıyordu ama Emin bunu daha fazla kaldıramazdı her şeye yeterince dayanmıştı..
Ahmet: nolursun gitme Emin nolur!diye bağırdı herkes ağlıyordu ve herkes çok kötü bir durumdaydı.
Emin'in babası oğluna bile bakamıyordu kafasını başka tarafa çevirmiş bir şekilde ağlıyordu. Niyazi bunu yapanın hala Eyüp olduğunu düşünüyordu ve bu sefer onu öldürmeyi kafaya koymuştu gizlice mutfaktan bıçak alıp ceketinin içine soktu. oldukça hızlı adımlarla onu bulmak için ilerliyordu. gözleri kan toplamış ve suratında çok kızgın bir ifadeyle gidiyordu.. onu gören köylüler biraz korkuyordu çünkü Niyazi'nin nefreti gözlerinden okunuyordu.
Eyüp'ü bulmuştu en sonunda ve hiçbir şey demeden kolundan tutup götürmeye zorladı.
Eyüp: kolumu bıraksana napıyosun sen!dedi
Niyazi: sus ve sadece yürü.dedi
Eyüp: niye susuyorum be bırak beni!dedi böyle atışa atışa zaten çoktan tenha bir yere gelmişlerdi. Niyazi tek bir laf bile etmeden onu bıçakladı. acımasızca kıvranmasını izledi..
Niyazi: bu güne kadar ne çektirdiysen hepsinin bedeli olsun bu.dedi
Eyüp'ün son sözü ise;
-Ali yaptı... olmuştu Niyazi bunu duyunca deliye döndü-ne diyosun ne demek Ali yaptı! diye bağırdı ama artık ona cevap verebilecek biri yoku karşısında. Daha fazla oyalanmadan eve gitti. kapıdan girdiğinde öylece bakıyordu ellerinde ki kanı Feyzullah fark etti ve;
-naptın sen Niyazi? nerden geliyosun!dediNiyazi:ben onu öldürdüm..dedi soğuk kanlı bir şekilde
Ahmet: kimi öldürdün ne diyosun!dedi
Niyazi:Eyüp'ü.dedi herkes neye uğradığını şaşırdı sanki o an dünyanın sonu gelmiş gibiydi..
Niyazi: Ali yaptı dedi son nefesinde bana bunu söyledi. neden. dedi
tam o sırada Feyzullah'ın telefonu çaldı. arayan Ali'ydi...
Ali: Feyzullah ben çok kötü bir şey yaptım çok!dedi o kadar çok ağlamıştı ki sesi bile çıkmıyordu..
Feyzullah: noldu Ali ne yaptın sen!dedi herkes merakla gelecek bir cevabı bekliyordu.
Ali: Emin'i ben öldürdüm.dedi Feyzullah gözlerini kocaman açtı ve öylece kaldı herkes noldu diye sayıklıyor ama Feyzullah tek bir kelime bile edemiyordu.. daha sonra Ali daha fazla konuşmadı ve telefonu kapattı.
Feyzullah: Emin'i ben öldürdüm dedi.dedi kimse ne cevap vereceğini bilemedi
Niyazi: Ne!dedi sadece
Salih: o Ali'yi kendi ellerimle geberticem arayın hemen nerdeyse çıksın karşıma onu öldürücem o bitti bundan sonra yaşamayacak bitti!dedi Ahmet onu tuttu;
-amca dur yeter dur sakin ol!dedi ama o durumda kimse sakin kalamıyordu.. o gün onlara zehir gibi gelmişti herkes çaresiz ve boş hissediyordu. bundan sonra ki yaşamlarında bu acıyı nasıl kaldıracaklarını düşünüyorlardı. o kadar zordu ki..
Niyazi Emin'İn ölü bedeninin yanına oturdu ve;
-sana olan sözümü tutamadım kardeşim affet beni sana yalvarırım affet beni. senin için canımı bile feda ederim ben şu an sırf sen uyan hayatını yaşa diye her şeyi yaparım her şeyi..dedi ve göz yaşları sel gibi akmaya başladı sadece o değil evde ki herkes deli gibi ağlıyordu...-
birkaç ay sonra..
Salih oğlunun mezarının Trabzon da olmasını istmeişti ve onun isteği üzerine oraya gömmüşlerdi. olanlardan sonra kendisi de her şeyini bırakıp artık Trabzon da yaşamaya karar vermişti.
Niyazi'nin de artık gidecek bir yeri olmadığında o da Feyzullah ile birlitek yaşamını sürdürmeye devam etti aynı zaman da Selim de onlarla birlikte kalıyordu..
Ahmet ise önce bir süre İzmir'e dönmüştü ama daha sonra amcasını yalnız bırakmak istemedi ve onun yanına yerleşmek için ailesiyle bu durumu konuştular ve onlar da toplu bir şekilde Trabzon a yerleşme kararı aldılar.
Ahmet ve Niyazi neredeyse her hafta sonları Emin'i ziyarete gidiyordu onu mezarında dahi yalnız bırakmamak için özen gösteriyorlardı..
Ali'den ise asla haber alınamıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lübbey
HorrorTerkedilmiş bir köy hakkında.. O köyde yaşanılan gerçek olaylardan ziyade kendi kurgularımı sizlere sunmak istedim. Bu hikaye ile Lübbey köyü yeniden ayaklanıyor.