eve geldiler. daha sonrasında herkes kendine gelmek için elini yüzünü yıkadı ve yemek hazırlayıp yediler.
Niyazi:ben biraz çıkıyorum.dedi
Ali:o adamın yanına mı yoksa?dedi
Niyazi:yok abi dolaşıcam hava alıcam.dedi
Ali:bana yalan söyleme.dedi
Niyazi:hayır dedim abi ne diye zorluyosun.dedi ve evden çıktı. kahveye gitti.
önce içeri girip herkese selam verdi sonra etrafa bakındı ama aradığı kişiyi göremedi. kahvenin ortasında düzgün bir ses tonuyla herkese İsmail'in nerede oturdğunu sordu.
kahvenin sahibi:napıcaksın ki sen onu?dedi
Niyazi:önemli ve özel abi orasını boşver bana söyleyebilir misin?dedi
Kahvenin sahibi:çok uzakta değil dışarı çıkınca sağ da ki yoldan yürü mavi bir yapı. orada çok ev yok kolay bulursun.dedi
Niyazi:çok sağol abi eyvallah.dedi tam çıkarken ;
Kahve sahibi:gel bir çay ısmarlayım sana geçen geldiğiniz de pek bir şey yapma şansınız olmadı.dedi
Niyazi: yok abi ama sözüm olsun tekrar geldiğim de bol bol içeriz.dedi ve çıktı
çok acele etmeden o yolu takip ederek yürümeye başladı. kısa süre sonra tam eve yaklaşmışken adamı da eve giderken gördü. bu onun için daha iyiydi en azından gözünün önündeydi. tam adam evinden içeri girip kapıyı kapattığı an da Niyazi kapıya dayandı. o kadar sert bir şekilde vuruyordu ki adam neye uğradığını şaşırmıştı.
adam kapıyı açtı. korkmuştu. Niyazi çok rahat ve yüzünde bir gülümseme ile :
-selam! dedi
İsmail: ne işin var burda? nerden öğrendin evimi?dedi
Niyazi:ooo İsmail abi bi sakin ol ya içeri davet etmeyecek misin?dedi ve gülerek içeri girdi. o ilerledikçe İsmail geri adım atıyordu.
Niyazi:bana anlatmak istediğin bir şeyler vardır diye düşünüyorum umarım yanılmıyorum.dedi
İsmail: ne duymak istiyosun!dedi
Niyazi: ne duymak istediğimi çok iyi bilmen gerekiyor ama.dedi
İsmail:bilmiyorum!dedi
Niyazi:sen bu şekilde devam edersen bu nazik tavırlarımı devre dışı bırakacağım. istersen devam et.dedi
İsmail: ne istediğini bile bilmiyorum sana ne dememi bekliyosun?dedi
Niyazi İsmail'i köşeye sıkıştırdı ve:
- her şeyi çok iyi biliyosun! niye geldin o hastaneye ne istedin Emin'den! bana bütün amaçlarını anlatacaksın!diye bağırdı
İsmail:dur yeter tamam!dedi çok kolay pes etmişti. çünkü Niyazi dışında onu baskı altında bırakan müslüman cinler de vardı ve çok güçlüydüler.
-Emin'i öldürmek istedim.dedi
Niyazi bu sefer boynuna yapıştı:
- o çocuk size naptı lan ne istiyosunuz yeter! yeter! diye bağırdı
İsmail: bırak beni!dedi nefes almakta zorlanmaya başlamıştı Niyazi bırakında adam yere çöktü istemsizce.
Niyazi:cevap ver yoksa seni burda öldürürüm kimse de bulamaz leş bedenini!dedi
İsmail: inat ettiler bir kere artık o bedene sahip olmak istiyorlar ve karşıma sundukları şeyleri reddedemezdim!diye bağırıp üste çıkmaya çalıştı.
Niyazi: bu pisliklere bulaşacağına git dua et, çalış kendin kazan pislik! dedi İsmail bir şey diyemedi ve Niyazi sabırlı bir şekilde davranamayıp adama bir yumruk attı. o yumrukla adam çok zarar görmüştü yere yığıldı kafasını da kapıya çarptı Niyazi de o kafasını çarptığı kapıyı açtı:
-demek anlaşmalar burada gerçekleşiyor ha. dedi adam henüz kendine gelememişti ve Niyazi orda eline geçen bütün büyü kağıtlarını alıp yaktı ve odayı dağıttı. sonra odadan çıkıp adamın kulağına doğru eğildi:
-eğer bir şey bile denemeye kalkarsan seni bundan da beter yaparım! dedi ve ayağıyla iteledi daha sonra kapıyı sertçe çekip çıktı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lübbey
HorrorTerkedilmiş bir köy hakkında.. O köyde yaşanılan gerçek olaylardan ziyade kendi kurgularımı sizlere sunmak istedim. Bu hikaye ile Lübbey köyü yeniden ayaklanıyor.