Ali:hazır herkes de burdayken ve yaşanmış olan bu taze olayın üzerine bir konuşmak istiyorum.dedi
herkes Ali'yi dinliyordu.
Ali: bilmiyorum aynı şeyleri kaç kez daha tekrar edicem ama lütfen şikayet edip bunalmayın ben her seferin de size hatırlatmaktan bıkmıyorsam siz de aynı özeni gösterin.diyerek konuşmanın başlangıcını yaptı.
Emin:abi sözünü bölüyorum ama önce ben konuşsam izninle.dedi
Ali: dur oğlum sana da sıra gelicek.diyerek Emin'i susturdu
Ali:bu şeylerin bu kadar uzaması belki çok vaktimizi aldı bu yüzden özür dilerim öncelikle hem sizin hem benim canım sıkıldı aynı şeylerin tekrarlanmasından dolayı. şimdi bile bir şeylerin bittiğine kesinlik veremiyoruz dimi malesef. bundan sonrası için de artık kimeye karışmak istemiyorum isteyen istediğini yapabilir ama sonuçlarına da katlanmak şartıyl tabii.dedi ve Niyazi araya girdi;
-abi bu konuşma nereye gidiyo böyle ben hiç güzel şeyler olacağını hissetmiyorum.dedi
Ali: dur Niyazi dur sakin ol sen de bi artık. gitmesi gereken yere gidiyor. Evet eğer Lübbey'e dönmek istiyorsanız hemen döneriz kendi istediğim gibi değil de biraz sizin isteklerinize dikkat edicem artık belli ki bir huzursuzluk var.dedi
Emin'in aklına Niyazi'yle konuşması gelmişti. Ali onları dinlemişti..
Emin:abi sen.. dedi ama Ali sözünü kesti ve;
-evet hepinizden ne düşünüp istediğinize dair bir cevap bekliyorum burda tıkılı kalıp her gün aynı olayarı yaşamaktan sıkıldıysanız söyleyin.dedi bunu derken ki ses tonu biraz yükselmişti.
Feyzullah:Ali sen iyi misin?dedi
Ali:gayet iyiyim neden sordun?dedi
Feyzullah: pek öyle gözükmüyor hepimizi karşına alıp azarlaman ne kadar normal!dedi
Ali:kimseyi azarlamıyorum ben sakin ve düzgün bir şekilde konuşuyorum.dedi
Emin:abi emin miisin bizden o kadar rahatsız olmuşsun ki saklayamıyorsun.dedi
Ali: hayır yok öyle bir şey şu an beni sorgulamayı kesin ve artık soruma bir cevap verin sinirleniyorum!dedi
Emin herkesin adına cevap vermek için onay aldı herkes kafasını salladı ve Emin;
-biz burda kalmak istiyoruz abi en azından benim tamamen kurtulduğumdan emin olana kadar.dediAli uzun uzun baktı tuhaf bir gülümseme attı ve bir şey söylemeden kalkıp gitti. kimse ne olduğuna bir anlam veremedi sadece bakakaldılar öylece.
Niyazi:ben yanına gidip bakıcam.diyerek kalkıp Ali'nin yanına doğru gitti.
Niyazi:abi sen iyi misin?dedi
Ali: iyiyim.dedi
Niyazi: hiç sanmıyorum hadi anlat ne olduğunu.dedi
Ali: sordun ve cevap verdim anlatacak bir şey olsa anlatırdım değil mi?dedi. Ali çok ters bir şekilde konuşuyordu.
Niyazi:amacın ne bilmiyorum ama Emin'i bu gün de bu kadar mahvetmene gerek yoktu.diyerek gitti. ve Niyazi gider gitmez Ali göz yaşlarına boğuldu her şeyin bu kadar uzaması ve ortalığın karışması onun canını çok sıkıyordu ama elinden bir şey gelmiyordu bu yüzden de kendini biraz suçlu hissediyordu..
Eyüp: Ali nasıl?dedi
Niyazi: iyiymiş.dedi ve sinirli bir surat ifadesiyle geçip oturdu.
Emin sessizce Niyazi'ye;
-benimle ilgili mi?diye sordu
Niyazi: artık bir şeylere sebep olduğunu düşünmekten vazgeç olur mu benim de canımı sıkıyorsun!dedi ve bu konu da oldukça haklıydı..
Ahmet: peki ne olacak şimdi. ne yapacağız biz veya herkesin aklında olan tek şey Emin? o ne olacak. dedi ve daha sonra bağırarak;
-Ali abi! hani vezgeçmek,pes etmek yoktu ha! noldu!dediAli Ahmet'in yükselen sesini duyunca daha da çok ağladı resmen gözleri kıpkırmızı olmuştu,açamıyordu bile..
Ahmet bağırmaya devam ediyordu;
eğer sen yoksan biz çaresini bulmaya çalışırız ama senin gibi yapmayız!dedi o sırada Eyüp elini Ahmet'in omzuna koydu ve;
-şşş tamam sakin ol..dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lübbey
HorrorTerkedilmiş bir köy hakkında.. O köyde yaşanılan gerçek olaylardan ziyade kendi kurgularımı sizlere sunmak istedim. Bu hikaye ile Lübbey köyü yeniden ayaklanıyor.