Ali:Seyfullah düşündüm ve evet bencede Feyzullah'ı çağırabiliriz bizim için de bu avantaj olur Niyazi gibi bi genç yeteneğimiz de var hem.yani dediğim gibi.
Seyfullah:bencede kardeşim.Emin'i kurtaracağımıza inanıyorum.dedi ve o sırada telefonu çaldı arayan Salih'ti telefonu açtı;
-efendim Salih?dedi
Salih:Seyfullah Emin nasıl onu çok merak ediyoruz?dedi
Seyfullah:yani ne desem bilemiyorum ama şuan durumu çok iyi değil.dedi
Salih:ne demek iyi değil!dedi Sacide de yanındaydı ona umut dolu gözlerler bakıyordu ama birden o gözleri doldu yanında kardeşi vardı onu teselli etmeye çalışıyordu anne ve babası da güzel bi haber almak için bekler gibi Salih'e bakıyordu.
Ali Seyfullah'ı dürttü ve telefondan sesi duyulmayacak şekilde onu uyardı ''neden korkutuyosun insanları,güvenlerini kaybetme''dedi.Seyfullah kafasıyla onaylayıp konuşmaya devam etti;
-Salih yani iyi değil derken yanlış anlama şuan durumu iyi ama bazen sinir krizleri geçirebiliyor ve kendine zarar veriyor tabi biz bunu oldukça önlemeye çalışıyoruz ve başarılı oluyoruz en kısa zamanda sizi de görse iyi olur.belki bu ona iyi gelir.dedi
Salih:tamam Seyfullah tamam gelicez bize gün ver bunun için yanlış bir anda gelmeyelim annesi onu kötü görmesin.dedi sessizce.
Seyfullah:tamam merak etme.dedi ve telefonu kapattılar.
Salih telefonu kapatınca Sacide hemen sordu;
-oğlum nasıl Salih?dedi
Salih oturdu ellerini tuttu önce bi herkese baktı ve sakince konuşmaya başladı;
-oğlumuz iyi Sacide.ama biliyorsun işte yine sinir krizleri geçiriyormuş,kendine zarar veriyormuş..dediSacide ağlamaya başladı tekrardan Salih sarıldı ona. ''geçicek'' dedi.
saat neredeyse 01:10 olmuştu Ali Ahmet'i aradı.
Ali:nerdesiniz oğlum hadi gelin artık.dedi
Ahmet:noldu abi bi sorun mu var da?dedi
Ali:yok ama gelin artık tamam koca adamsınız size karışmak bana düşmez ama gelmelisiniz.dedi
Ahmet:tamam abi tamam.dedi ve telefonu kapattı.
Ahmet:hadi gençler toplanın gidiyoruz.dedi hepsi içkiliydi tabi kafaları dağınık da saçma saçma kahkahalar atarak eve gittiler.
eve gider gitmez hepsi elini yüzünü yıkayıp yattı.
gece saat 03:30
Emin uyanmıştı uyur gezer gibi evde geziniyordu en son Niyazi'nin baş ucuna gitti.Niyazi hissetmişti hemen uyandı ve Emin tam harekete geçecekken onu tuttu.tabi Emin bağırıyordu sesler aşırı yüksekti ve herkes uyanıp yanlarına gitti.Seyfullah hemen sureler okumaya başladı Ali de aynı şekilde.Emin kıvranıyordu ve bağrıyordu ama Niyazi onu bırakmıyordu.
Niyazi:istediğin kadar bağır lan sen bu bedenden çıkana kadar acı çekiceksin.dedi kimse Niyazi'ye dokunmadı artık anladılar ne yapması gerektiğini biliyordu.
cin:BU BEDEN BENİM ÇIKMAYACAĞIM LAN! diye bağırdı Emin'in göz bebekleri kıp kırmızı olmuştu boğazındaki bütün damarlar neredeyse belli oluyordu Ali ve Seyfullah arkadan dua okudukça o gücünü kaybediyordu yenik düşüyordu.çünkü diğer alemde Niyazi'nin sahip olduğu cinler ifritlerle savaşıyordu.
Niyazi yavaşca onu tutmayı bırakmıştı olduğu yerden kalktı Emin zaten kendini kaybetmişti.
Niyazi:tamam artık diğer tarafta hallediyolar abi.dedi
Ali:neyi,nasıl ne diyosun sen?dedi
Niyazi:cinler savaşıyor abi ifritler ve müslüman cinler Emin'e asla dokunmayın!dedi.ve banyoya gitti elini yüzünü yıkadı kendine gelmeye çalıştı.Seyfullah dua okumaya devam ediyordu Ahmet ve Serdar öylece duruyorlardı korkmuşlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lübbey
HorrorTerkedilmiş bir köy hakkında.. O köyde yaşanılan gerçek olaylardan ziyade kendi kurgularımı sizlere sunmak istedim. Bu hikaye ile Lübbey köyü yeniden ayaklanıyor.