iyi veya kötü bir günü daha atlatmışlardı. Serdar sabah kalktığında üzerinde bir miktar kan farketti hemen tişörtünü çıkardı ve vücudunda bir şey olmamasına rağmen bu kanın nerden geldiğine anlam veremedi.korkmuştu.hemen banyoya gitti ve elini yüzünü yıkadı kendine gelmeye çalıştı bir süre banyoda kaldıktan sonra odaya üzerini değiştirmeye giderken Niyazi o sırada oradan geçiyordu ve ona takıldı.Niyazi:günaydın
Serdar:günaydın kardeşim.dedi hızlıca odaya gitmeye çalıştı.
Niyazi:dur dur ne oldu ne bu acelen?dedi
Serdar:yok bişey ne olucak be.dedi
Niyazi:var var anlarım.dökül bakalım.dedi
Serdar:off bende anlam veremedim sabah kalktığımda(tişörtünü göstererek)kan doluydu üstüm.dedi
Niyazi:nasıl oldu bu yani vücudunda bi yara veya kesik falan varmı?dedi
Serdar:yok işte ona baktım bende ama hiç bi yerimde bişey yok.dedi
Niyazi:Feyzullah abiyle konuşucam uyanınca.dedi
Serdar:peki tamam.dedi
Niyazi:ama emin ol bak dikkatlice bak her yerine.dedi.korktuğu şey olabilirdi bu yüzden geçiştirip atılamazdı.Daha sonra aşağı inip kahvaltı hazırlayıp herkesi kaldırdılar ve düzgünce bir kahvaltı yaptılar.ondan sonra Serdar'ın tişörtünde yine kan lekeleri oluşmaya başladı bunu Emin farketmişti ve yanına gidip;
-Serdar noluyo lan bu ne !dedi
Serdar:ne nolmuş?dedi
Emin:kan var üstünde.dedi
Serdar:nasıl lan!dedi ve hemen tişörtünü çıkartıp baktı yine aynı şey olmuştu ama bundan sonra hemen bayılmıştı.
Emin sesini çıkartmadan bir gülüş attı ondan sonra hemen Ali'yi çağırdı
Ali:noldu!dedi Emin dikiliyordu öylece bir şey söylemedi.
Niyazi Emin'i silkeledi ve ;
-noldu söylesene!dedi
Emin kendine geldi ve;
-bilmiyorum anlamadım hiç bişey üzerinde kan lekeleri vardı onu gördüm sadece ondan sonra bayıldı.dedi
Niyazi:sabah da olmuştu bu ama.dedi
Ali:nasıl yani ne oldu sabah?dedi
Niyazi:sabah banyodan çıktığında elinde kanlı tişört vardı ve vücudunda hiç bir yara olmamasına rağmen kan lekelerinin olduğunu söylemişti.dedi
Ali:Serdar'ın sonu iyi değil.diyebildi sadece
Ahmet:nasıl yani bu ne demek şimdi abi!dedi
Ali:verdiğimiz sözü tutamamak bizi yıkıcak.dedi
Niyazi:abi ne diyosun saçmalama hayır bunu düzeltebiliriz bak pes etmemeliyiz.dedi herkes korkmuştu.
Ali:şimdi uyansa bile bunun sonrasında yapabileceğimiz bişey olamaz.dedi
Niyazi:abi vardır böyle söyleme lütfen!diye bağırdı ve ağlıyordu.Ali daha fazla bişey söyleyemedi.
Feyzullah:Serdar'ı hastaneye götüremeyeceğimiz için tanıdığım bi doktoru çağırdım birazdan burada olur neler olup bittiğini anlarız.dedi
Ahmet:abi ölmez dimi sadece bunu söyleyin bunu bilelim yeter.dedi
Feyzullah:hadi koltuğa yatıralım Serdar'ı.dedi Ahmet'in söylediğine cevap veremedi.
Ahmet:abi konuşsana bişey söylesene hani söz vermiştiniz ne oldu şimdi!diye bağırdı
Feyzullah:bilmiyorum ne olucağını gerçekten bilmiyorum.dedi o sırada kapı çaldı o doktor(Demir)gelmişti
Feyzullah:hoşgeldin Demir hemen gel.dedi
Demir:noldu sorun ne?dedi
Niyazi:sabah kalktığında vücudunda yara olmamasına rağmen üzerinde kan lekeleri vardı aynısını az önce de yaşadık ama bu sefer bayılmış yanında sadece Emin vardı.dedi
Demir:muhtemelen onu iç organlarından biri bu hale getirdi yaşadığınız olayları biliyorum ve bunu sadece buna yorabiliyorum.dedi
Ahmet:siz nerden biliyosunu?diye sordu Feyzullah kafasıyla bildiğini onayladı Demir konuşmamıştı.
Demir:göğüs kısmında ki kemiklerde incinme var gibi gözüküyo hatta kemiklerin ezilmesi bile söz konusu olabilir çok fena bir durumda.dedi
Seyfullah:yani ne olucak kurtulucak mı?dedi
Demir:o konuda henüz bişey söyleyemem ama pek iyi bi sonuç göremiyorum.dedi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lübbey
HorrorTerkedilmiş bir köy hakkında.. O köyde yaşanılan gerçek olaylardan ziyade kendi kurgularımı sizlere sunmak istedim. Bu hikaye ile Lübbey köyü yeniden ayaklanıyor.