YY-36. Bölüm

305 12 8
                                    

Shoujo: Genel olarak genç kızlara yönelik çıkarılan anime-manga türüdür. Ancak yalnızca kızların okuduğunu söylemek pek doğru olmaz. Tabi kızların da okuduğu tek tür değildir.

Neyse ben anime-manga dendimi gevezeleşiyorum. Kapatıyorum çenemi sizi tatlılık abidelerimle bırakıyorum. Yorumlarınızı da esirgemezsiniz umarım benden. Ve tahminlerinizi de tabi...

Bölüm şarkımız Kim MyungSoo'dan 'Daiting You'. Umarım hoşunuza giden bir bölüm olur. Yorumlarınızı bekliyorum, seviliyorsunuz.

“Birlikte kameralar olmadan buraya tekrar gelelim.”

Cümleyi anlamakta sıkıntı çekiyorum. Ne söyledi az önce? Birlikte? Kameralar olmadan? Onu tekrar görebileceğim anlamına mı geliyor bu cümle? Bir randevu gibi… İkimize ait bir buluşma… Özel bir an…

Düşüncelerimi uzaklaştırıp yüzünde kocaman bir gülümseme olan MiRae’me en içten gülümsememi sunuyorum. Ve içtenliğimi daha da fazla vurgulamak isteyen bir tonla konuşmaya başlıyorum.

“Olur. Programımızın olmadığı bir gün gelelim.”

Kocaman gülümsemesiyle beni izlemeyi sürdürüyor. Ve başını sallayarak söylediklerimi onaylıyor. Ardından bakışlarını stantlara çeviriyor. Kazağımı çekiştiren elini unutmuş gibi beni de yanında sürükleyerek ilerliyor. Peşinden onu yormamak adına yürümeye başlıyorum. Onun tarafından sürüklenmekten kesinlikle şikayetçi değilim. Hatta kendimi bir rüyanın içinde gibi hissediyorum.

Beni çekiştirdiğinin farkına varıp duruyor. Ve mahcup bakışlarını yüzüme dikiyor. Bugün her günden farklı hissettiriyor MiRae’m. Bugün fazlasıyla kırılgan bir havası var. Mahcup ifadesi büyürken gözlerini gözlerimden kaçırarak düşük bir tonla konuşuyor.

“Özür dilerim. Ben farkında olmadan seni de peşimden sürükledim. Bugün senin istediğin gibi geçecekti oysa. Bu kadar bencil olduğum için özür dilerim. Ben… Gerçekten özür dilerim.”

Biraz kızmış gibi yüzümü buruşturuyorum. Yüzüme kaçamak bir bakışının ardından yüzünün daha da kırılgan bir ifadeye büründüğünü görüp kızgın ifademi yüzümden fırlatıp atıyorum.

“Benden sürekli özür dilemenden hoşlanmadığımı söylemiştim. Neden bu kadar özür diliyorsun ki? Buraya gelmek isteyen bendim. Yalnızca içeriye birazcık daha girmiş olduk o kadar da büyük bir şey değil. Abartma… Benden sürekli özür dilemekten vazgeç artık. Bencil olduğunu hiç düşünmedim.”

Bakışlarımı üzerinde gezdirerek ifadesini kontrol ediyorum. Biraz daha iyi olduğuna ikna olduğumda devam ediyorum.

“Ama bazen biraz garip biri olduğunu düşünmekten kendimi alamıyorum. Kötü ya da bencil biri değilsin ama biraz garip birisin. Ve bu da daha da eğlenceli kılıyor seninle olmayı. Sıkıcılıktan kesinlikle uzak seninle olmak… Beni sıktığını düşünmekten bu yüzden vazgeç artık.”

Gülümsüyor. Tatlı gülümsemesinin kırılganlığı içimde bir yerlere dokunuyor. Sızlayan bir yürekle onu izlemeye devam ediyorum. Etrafına bakınıyor. Ben de bakıyorum. Etrafımızda olan stantlarda neler olduğuna dikkatle bakıyorum. Stantlardan birine doğru ilerlemeye başladığında durup yalnızca MiRae’mi inceliyorum. Benim de sevebileceğim ve ilgimi çeken çok fazla şey olmasına karşın MiRae’mden gözlerimi ayırır, onu kaybedersem bir daha onu göremeyecekmiş gibi bir his oluşuyor içimde. Bu hissin nedenini düşünmekten kendimi alamıyorum. MiRae’mi izlemekten kendimi alamıyorum.

“Çok tatlı…”

Bir standın afişindeki resimlerle ilgileniyor. Arkasından ağır adımlarla o yöne doğru ilerliyorum. Eline mangalardan birini alıyor. Arkasından yüz ifadelerini göremediğim için biraz uzakta ve yandan yüzünü görebilecek bir yerde durup kameralardan çekinmeden MiRae’min ifadelerini izliyorum. Gülüşünü. Elindeki manganın sayfalarını çevirişini…

Yarın Yok! (내일이 없어!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin