YY-64. Bölüm

147 8 4
                                    

Yorumlarınızı bekleyen birileri var buralarda. Onu unutmayın.

Bölüm şarkımız E.Pire grubundan T.O.'nun söylediği 'Lie' adlı şarkı. Keyifli okumalar.

Saat gece yarısına gelirken yorgunluktan ölmek üzere hissiyle kendimi zorla arabaya atıyorum ve bir kez daha dinlenme alanıma gelmenin mutluluğuyla gözlerimi kapatıyorum. Bugünün son etkinliği için bir gece yarısı showuna katılmam gerekiyor. Tahminen yarım saatim var. Bunun yalnızca yirmi dakikasını arabada dinlenerek geçirebilirim. Ardından tazelenen bir makyaj ve tekrar kameraların karşısında zinde, mutlu, gülümseyen bir yüzle devam etmem gereken show…

Gözlerimi kapattığım anda yorgunluğun etkisiyle yarı uyur hale geçiyorum. Etrafımda olanları algılayabiliyorum ama bir yandan da uykunun beni sardığını da hissedebiliyorum. Bugün bunu öyle çok tecrübe ettim ki, yarı uyku konusunda uzman sayılırım. ChoJin Hyung arabaya ulaşıyor. Arabanın ön kapısının açılmasının ve kapanışının sesinden anlayabiliyorum bunu. Ardından arabanın çalışmaya başladığını ve yolculuğun başlangıcını haber veren motor sesi doluyor kulaklarıma. Bir ninniyi anımsatıyor bu ses…

Bir süre sonra Hyung arabayı kullanırken mırıldanmaya başlıyor. Onu duyabiliyorum. Cevap veremesem de sözlerini algılayabiliyorum.

“Aşık olmanın gerçekten suç olduğunu düşünmedim JaeMin-ah.  Bağışla beni, sana suçluymuşsun gibi davrandığım için. Ama bunu yapmak zorundayım. Eğer haklı olduğunun bilincinde olursan, herkes seni desteklerse girebileceğin mücadeleden korktum. Düşman edineceğin kişiler, LME senden daha güçlü. Onlarla mücadele edemezsin, aşk için vereceğin bir savaşta fanların yanında olmaz. Seni suçlayarak yalnızca korumaya çalıştım. Özür dilerim. Ama işim bunu gerektiriyor.”

Derin bir soluk bırakıyor. Benim kadar onun da yorulduğunu biliyorum. Onu yoranın ben olduğunu da… Programımı çok kısa bir süre içerisinde iki kez değiştirmesi bile onu zorlamış olmalı. Birçok görüşme, birçok özür… Onu anlayabiliyorum. Bana kızmasını anlayabiliyorum… Ama aslında bana o kadar da kızgın olmadığını görmek şaşırmama neden oluyor hatta.

Kısa bir duraksamanın ardından tekrar konuşuyor. Biraz daha kısık bir sesle. Sanırım uyanmamı istemiyor. Belki de sözlerini duymamı istemiyor. Karşımda günah çıkartışını izlememi istemiyor. Ancak ben her şeyi duyuyorum Hyung. İstemiyorsan duymuyormuş gibi davranırım ama duyuyorum.

“Kendini ne hale getirdiğini artık fark etmelisin genç adam. Daha ne kadar ileri gideceksin? Böyle devam edersen gerçekten bayılacaksın. Sabah çok erken başlamış olmana rağmen çekimin bitmesi ikiyi bulur. Seni yurda götürmem üç… Yarınki programının başlangıcı, yedi… Yemek aralarında bile yorgunluktan uyuya kaldığını düşünecek olursak kaç gün daha bu programa dayanabilirsin ki… Lütfen pes et. Sağlığını kaybetmeden pes et.”

Pes etmemi mi istiyorsun Hyung? MiRae’m dediğim kişiden vazgeçmemi mi istiyorsun? Ona neden bu şekilde hitap ettiğimi anlayamıyor musun? Ben onu onsuz nefes alamayacak kadar çok sevdim. Bir gündür nefes alamadığımı görmüyor musun? Beni asıl yoranın onsuzluk olduğunu fark edemiyor musun? Onun gelmeme ihtimalinden kaçmak için asıl kendimi yormayı seçtiğimi anlayamıyor musun?

Sessizliğimi koruyamıyorum daha fazla. Kapalı olan gözlerimi aralamadan konuşuyorum. Zaten tam bir dinlenme sağlamayan uykudan sıyrılıyorum.

“Pes edemem.”

Hyung’un şaşkın sesi kulaklarıma ulaşırken bir yandan da arabanın motorundan gelen sesler değişiyor. Sanırım bir anda cevap vermem Hyung’u fazla şaşırttı ve yanlışlıkla biraz fazla gaza bastı ve hemen ardından gelen fren… Neyse ki bir çarpma sesi gelmeden motor sesi tekrar düzene giriyor…

Yarın Yok! (내일이 없어!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin