15.BÖLÜM(KIZ ÇOCUĞU)

4.7K 216 15
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR.

"Bu paketin içinden söndürdüğüm her sigarada bir anı eksilttim."

Güç.
Neye göre kime göre güçlüydük? Güç sadece fiziksel değildi, bazen ruhsal açıdan bizi ayakta tutan güçler vardı. Bu da onun gibiydi, görünmeyen ama içimde varlığını hissettiren bir güç.
Ellerini ellerimden çeken ilk yabancı kız çocuğu olmuştu. Derin bir nefes alarak yabancı kız çocuğuna baktım ve konuşmaya başladım.

"Gidelim artık."

"Peki." 

Yabancı kız çocuğunun verdiği yanıttan hemen sonra ikimizde arabada ki yerlerimizi aldık. Troya kuruluna gidene kadar ikimizde konuşmadık. Yabancı kız çocuğunu güvenli bir yere oturturken bana bakmasını sağladım.

"Gelene kadar burada bekle, bir yere kaybolma."diye uyardım. 

Kaşlarını çatarak bana baktı.

"Bana küçük bir çocukmuşum gibi davranmayı bırakacak mısın artık?"diye sordu çatık kaşlarıyla.

"Hayır."

"Ne demek hayır? Karşında 21 yaşında bir genç kız duruyor bilmem farkında mısın?"diye sordu aynı öfkeyle.

"Yaşın bir önemi yok yabancı kız çocuğu, çünkü içinde ki çocuğu buradan çok net görebiliyorum. Bunu kaybetme."diye mırıldandım. 

Şaşkın bir ifadeyle bana baktı.

"Neyi kaybetmeyeyim?"diye sordu duyduklarına inanamaz bir şekilde. Derin bir nefes alıp sorusunun yanıtını verdim.

"İçinde ki kız çocuğunu."

AFRA SOYKAN

Merih'in son sözlerini idrak etmeye çalışırken arkasına bakmadan gözden kayboldu. İçinde ki kız çocuğunu kaybetme demişti. Benim içimde ki o küçük kız çoğunu üç yıl önce öldürmüştüm. Fiziksel olarak demiyorum kesinlikle ruhsal açıdandı. Yaklaşık yarım saatin geçmesine rağmen hala Merih yoktu. 

Almam gereken bir kaç dosya var demişti ve henüz çıkmamıştı. Ben yavaş yavaş gerilmeye başlarken hemen yanımda bir not kağıdı çarptı gözüme. Etrafıma baktığımda tek tük bir kaç kişiden başka kimsenin olmadığını gördüm. O halde bu küçük boyutta katlanmış olan kağıdı da kim bırakmıştı? 

Elime aldığım katlanmış kağıdı açarak yazılanları okumaya başladım.

"Kardeşimin sana olan dün ki tavrı yüzünden özür dilemek istiyorum, lütfen bir kaç dakika dışarı çıkar mısın? Seni dışarıda bekliyor olacağım."

Bu kağıdın kimden geldiğini anlamam pek uzun sürmedi. Sandar bırakmıştı ama nasıl? Yanıma kimse yaklaşmamıştı. Acaba Sandar o da görünmez olabiliyor muydu? Aklımda ki düşüncelerden kurtulup elimde ki kağıdı buruşturdum. Daha sonra Merih'le yaptığımız konuşma geldi aklıma. Sandarın çok ama çok tehlikeli olduğundan bahsetmişti. Gitmemeliydim, evet gitmeyecektim. 

Merih Egemen ve Olcay bana bu adamın ne kadar tehlikeli olabileceklerini söylemişlerdi.

Zaten dün hem teşekkür hemde özür dilemişti, şimdi nereden çıkmıştı yeni bir özür? Elimde buruşturmuş olduğum kağıdı hemen yan tarafımda ki çöpe atacaktım ki Merih geldi. Onun bu not kağıdı görmemesi için hemen cebime attım. Merih yanıma doğru yaklaştığında tedirgindi.

"Ne oldu neyin var?"diye sormama bile izin vermeden hızla beni dışarı çıkardı.

"Yok bir şey, hemen gitmemiz gerekiyor."dedi yalnızca. Dışarıya göz attığımda etrafta kimsenin olmadığını gördüm. 

ACININ NEFSİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin