42.BÖLÜM(BUZDAN HEYKEL ADAM)

3.9K 167 33
                                    


KEYİFLİ OKUMALAR♥


"Sonucu ne olursa olsun, buzdan heykel olan o adam yine sana ait olacak. Ve sen ne yaşanırsa yaşansın o adamın bir parçası olduğunu hiç unutmayacaksın."



Kendimizi ne zaman güvende hissederiz?

 Bu soru bir kaç yıl öncesine kadar sorulmuş olsaydı aklıma gelecek ilk kişi babam olurdu, onun yanında olmak yalnızca güven vermiyordu o benim dayanağım koşulsuz ve karşılıksız yanımda olan tek insandı. Bugün bu soruyu kendime sorduğumda başımı omzuna yaslamış olduğum adama bakıyordum. Benim küçük bedenimi kendi bedeniyle buluşturmuş yıllar önce kaybettiğimi düşündüğüm o hissi bugün bana yeniden tattırmıştı. Başımı Merih'in omzundan hafifçe doğrultarak bakışlarımı ona doğru çevirdim.

"Merih."diye fısıldadım. Bakışları anında beni buldu.

"Karşılaştığımız o ilk günü bana hala anlatmadın, o gün orada ne yapıyordun?"diye sordum. Merih bakışlarını ayırdığı sokak lambalarından sonra bana doğru döndü.

"O gün oraya Sandar'la buluşmaya gitmiştim kız çocuğu, başlarında bunun her zaman yaptığım en büyük yanlış olarak kabul ederdim. Ama bugün-" Bir anda durdu ve avuç içleriyle yüzümü kavradı.

"Ama bugün yaptığım en büyük yanlışın aslında bugüne kadar yapmış olduğum en doğru hata olduğunu fark ettim. Bu da senin sayende oldu kız çocuğu."diye yanıt verdi. Merih'in parmakları yüzümde dolaşırken kalbimin bu denli hızlı atmasını görmezden gelmeye çalıştım. Fakat Merih'in yüzümde ki hafif ve narin dokunuşları o kadar huzur vericiydi ki kendimi bu anın etkisinden çıkarmam pek kolay olmadı.

"Yani o gün beni yaraladığın için pişman değilsin."diyerek hafifçe kıkırdadım. Merih ne kast ettiğimi anlamış olacak ki o da hafifçe gülümsedi.

"Seni yaralamak gibi bir niyetim yoktu, seni Sandar sanıp vurmuştum ve evet seni bilmeden olsa bile yaraladığım için daha sonradan pişmanlık duydum."diye itiraf etti o günü ve daha sonradan hissettiği pişmanlığı.

"Ama hiç pişman değil gibiydin, beni bir çok kez azarlayıp neredeyse kapı dışarı ettin." O günü hatırlamak yüzümde yeniden bir gülümsemeye neden olurken Merih'in de yüzü benim yüzümden farksızdı.

"Sürekli gitmek istediğini söyleyen sendin kız çocuğu."diyerek kendini haklı çıkarmaya çalıştı.

"Demek ben istediğim için gitmeme izin verdin."diye cevap verdim ve başımı hafifçe sallayarak konuşmaya  devam ettim.
"Yani şimdi gitmek istesem beni yine aynı anlayışla karşılayacaksın."

Merih muzipçe başını olumlu anlamda salladığında kendimi bir anlığa rahatsız hissettim. Başta şaka yapıyor olduğunu düşünsem de ciddiyetli duruşundan hiç bir saniye ödün vermedi. Aramızda süren kısa süreli bir sessizliğin ardından ayaklanarak Merih'e doğru döndüm.

"Dönelim mi artık eve? Benim uykum geldi."

Merih'te vakit kaybetmeden ayağa kalktığında yürümeye başladık. Önde ben arkamda Merih olmak üzere birbirimizden bağımsız yürümeye başlarken ellerimde hissettiğim bir tenle tüm dikkatim dağılırken ani bir refleksle duraksamıştım.
Merih elimi sıkıca kavramış bakışlarını bana sabitlemişti.

ACININ NEFSİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin