BAŞLAMA TARİHİNİZİ BURAYA BIRAKIR MISINIZ✨
Satır aralarında buluşalım 💚
...
Ölüme yakın olduğunuzu ne zaman hissedersiniz? Yaşayacak hiç bir sebebiniz kalmadığınızda mı? Benim için hiç bir anlamı yoktu. Ölüm yanında acıyı da getiriyordu. Sadece acıyı da değil hayal kırıklığını , umutsuzluğu ve önemlisi yalnızlığı. Yanımda kimsenin olmadığını bilsem de her gözlerimi kapattığımda onları görüyordum anne ve babamı. Bana gülümsüyorlardı.
Bedenimde hissettiğim değişiklik ile araladım gözlerimi. Fakat etraf karanlık olduğu için beni kucağında taşıyan kişinin yüzünü seçemiyordum. Bedenimde ki acıyla yüzümü buruştururken uyanık kalmaya çalışıyordum. Derin bir nefes alıp konuşmaya çalıştım. "Sen kimsin?"diye sordum acı ile çıkan sesimle. Fakat bir cevap gelmedi. Etraf kan ile karışık toprak kokuyordu. Bu koku beni kucağında taşıyan kişiden geliyordu , bunu her nefes alışverişimde hissedebiliyordum. Tekrar kendimi zorladım , her ne kadar acımı görmezden gelmeye çalışsam da konuşmaya devam ettim.
"Sen-"diye fısıldadım. Fakat devamını getiremeden gözlerim tekrar kapandı.
*
Gözlerim tekrar açıldığında bambaşka bir evdeydim. Hemen üstümde duran büyük ve pahalı olduğu her halinden bilinen bir avize ve yan tarafta ki şömineden çıkan ateşin sesi. Etrafa biraz daha göz gezdirdiğimde beyaz kapıdan içeri geçen 3 genç adam gördüm. Hepsinin dış görünüşü de birbirinden farklıydı. Yanıma doğru geldiklerini anladığımda yattığım yerden doğrulmaya çalıştım. Fakat sırtımda ki acıyla yüzümü buruşturup derin bir nefes aldım.
En son anne ve babamın mezarlığındaydım , daha sonra duyduğum çığlık sesi ile kaçmaya çalışırken vurulmuştum. Beni biri vurmuştu. Bakışlarımı karşımda dikilen hepsininde benden 2 ya da 3 yaş büyük olduğunu tahmin ettiğim genç adamlara çevirdim. Hemen önümde duran sevimli bir tip olduğunu düşündüğüm kumral saçlara sahip olan yeşil gözlü bir adamdı. Onun yanında da sarışın mavi gözlü başka bir genç adam daha.
En sonda esmer , kahverengi gözlü ve aralarında en uzun boylusu biri daha. Önde ki kumral saçlı olanı esmer olana bakıp sanki ondan onay istiyor gözlerle bakıp konuşmaya başladı.
"İyi misin?"diye sordu öncellikle. Sesinde ki yumuşak ton beni korkutmamaya çalışır gibi çıkmıştı.
"Siz kimsiniz? Ben neredeyim?"diye sordum telaşlı ve korku dolu çıkan sesimle. Şuan bilmediğim bir evde hiç tanımadığım 3 erkekle aynı odadaydım.
"Sakin ol."diye mırıldandı sarışın olan. Sesinde ki tını yine yumuşaktı, o da aynı şekilde beni korkutmamaya özen gösteriyordu. Fakat onun hemen yanında ki uzun boylu esmer olan hiç bir tepki vermiyordu , umursamazdı, bakışlarını kaçırıyor buradan gitmek için tetikte bekliyordu. Bakışları beni bulduğunda kaşlarını çattığını gördüm.
Önde ki sarışan olan yeşil gözlü adamın konuşmaya devam ettiğini gördüğümde ela gözlerimi ona sabitledim.
"Hemen sırtında bir kurşun yarası var, mikrop kapmadan müdahale ettik yani şu an ki sağlık durumun iyi sadece kendini yormamaya çalış aksi takdirde tekrar güçsüz düşüp ateşin çıkabilir."diye açıkladığında doktor gibi konuştuğunu fark ettim. Sanırım tıp ile ilgileniyordu , yoksa tüm bunları bilmesi normal miydi? Düşüncelerimi kesip konuşmaya ben devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACININ NEFSİ (TAMAMLANDI)
Genç KurguAnnesi ve babasının mezarlığında içini döken bir kızın başına en ağır ne gelebilir? Mezarlıkta yaşadıklarından sonra bambaşka bir yerde tanımadığı insanlar arasında gözlerini açan Afra hayatına nasıl devam edebilecek? Gözlerini açtığı yeni şehir, y...