36.BÖLÜM(SUÇ)

3K 180 33
                                    




KEYİFLİ OKUMALAR HERKESE


"-Eğer elimde olsaydı."dedi nefesi boynuma çarparken.

"Tek bir anın hiç bitmemesini ve sonsuza dek sürmesini isterdim."

"Bu anın, sana sarıldığım anın hiç bitmemesini ve sonsuza dek sürmesini isterdim yabancı kız çocuğu."




Işık huzmelerinin bizi yönlendirilmesi ile gittiğimiz yerde beklenmedik bir durumla karşı karşıya gelmiştik. Arkasına dönük, yüzü görünmeyen  biri ben ve Merih'i fark edince izini bu karanlık ormanda kaybettirmişti. Onun kim olduğunu, bu karanlık ormanda ne aradığını her ne kadar bilmek istesem de bir an bile olsa o kişinin Mehra yada Sandar olabileceği geçti aklımdan, fakat aklımdan geçen bu fikri Merih'le paylaşmadım.

"O kimdi?"diye sordum Merih'e doğru dönerek.
Bir yanıt vermedi yalnızca yolunda gitmeyen garip bir durumu sezinler gibi etrafını kontrol ederek bir kaç dakika düşündü. Gerçekten neler olduğunu gittikçe merak ediyordum, az önce ki arkasına dönük yüzü görünmeyen o kişinin kim olduğunu Merih'in neden bu kadar çok düşündüğünü geçen her saniye daha da çok merak ediyordum.

"Dönelim."diyerek yeniden elimi kavrayan Merih'e ses çıkarmamış, ikimizi de bu karanlık ormandan çıkarmasına izin vermiştim.
Yaklaşık on dakikaya yakın bir sürede nişanın olacağı bahçenin önüne geldiğimizde Merih kavramış olduğu elimi bırakarak konuşmaya başladı.

"Sen nişana geri dön yabancı kız çocuğu."

Garip bir ifadeyle Merih'e baktım o an.

"Sen gelmeyecek misin?"diye sordum.

"Az sonra geleceğim bende."diyerek ona karşı daha fazla itiraz etmeme müsaade etmedi, nişanın olduğu alana geçene kadar beni izledi daha sonra ise her zaman ki gibi gözden kaybolarak izini kaybettirdi.

Merih'in bu garip halleri korkutuyordu beni, her an yapmaması gereken bir şeyi yapacak ve bu yüzden başına kötü bir şey gelecek diye çok korkuyordum ama bu korkularımı her ne kadar dile getirmiş olsam da hiç bir fayda yaratmadığını da görmüştüm. Sonuç itibariyle karşımda ki sıradan biri değildi, her şeyden önce  bir şehrin başkanıydı, bu şehir ve içinde yaşayan herkes ona bağlıydı hatta ben bile az da olsa ona bağlı gibiydim. Dudakları arasından çıkacak tek bir kelime kaderimi değiştirebilirdi. Tek bir sözcüğüyle beni bu şehirden çıkarabilir ve eski yaşantıma geri dönmemi sağlayabilir ve tek bir sözcüğü ile tüm yaşantımı bu şehre bağlı olarak sürdürmeme neden olabilirdi.
Belki sırf bu yüzden bile Merih benim gözümde sıradan biri olmamıştı hiç. O herkesin ve her şeyin bir parçası gibiydi.

Omzuma dokunan bir elle hızla arkamı doğru döndüm.
"Merih gitti mi?"diye soran ve elini omzuma koyarak ona doğru dönmemi sağlayan ruban ağabeydi.

"Evet-" devamını getiremeden sözümü keserek başıyla onayladı.

"Onu ben gönderdim, küçük bir işimi halledip kısa zaman da geri gelecektir." Ruban ağabey kaçmak ister gibi yanımdan uzaklaştığında neler olduğunu çözümlemeye çalışıyordum. Önce Merih'in bu garip hareketleri daha sonra ise ruban ağabeyin yüzünde ki anlamsız ifade. Bakışlarım bu sefer egemeni aradığında bir köşeye çekilerek bir telefon görüşmesi yaptığını gördüm. Adımlarımı egemene doğru yönelttiğimde belki de aklıma takılan bazı sorunlara bir cevap bulabilirim diye düşündüm. Egemen beni görür görmez telefon konuşmasını sonlandırmış bakışlarını bana doğru döndürmüştü.

ACININ NEFSİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin