63.BÖLÜM(SENİ BEKLEYECEĞİM)

2.4K 139 44
                                    


KEYİFLİ OKUMALAR.💙

"Seni döneceğin o ana kadar bekleyeceğim Merih."

Acının insanı insan yapan tüm hücrelerini ele geçirdiği bir zaman vardır.

O zaman geldiğinde tüm iliklerinle hissedersin damarlarında dolaşan kan yerine salt acıyı. Şu an şu saniyeler benimde damarlarımda akan tek şey kan değil de salt acıydı. Tümüyle bedenimi be ruhumu ele geçiren bu his kollarında olduğum adam içindi.

Saatlerdir huzuru bulduğum göğsünde yaslandığım başımı hafifçe kaldırdım. Muhtemelen ağlamaktan dolayı kızarmış gözlerimle baktım parlak kahvelerine.

"Merih,"diye fısıldadım umutsuz bir tonla. "Bizim için gerçekten de hiçbir umut yok mu?"

Öylesine hüzünle harmanlanmış bir soruydu ki bu birkaç saniye yalnızca sustu. Gözlerini kaçırdı nasıl bir yanıt vereceğini bilemediği için, ardından içli bir nefes aldı toparlanmak ister gibi.

"Umut her zaman vardır,"dedi boğazını temizlerken. "Bizim içinde umut elbette vardır kız çocuğu."

Başımı hayır anlamında salladım. "Eğer olsaydı umut denen şey, bize de gösterirdi yüzünü."dedim. Sözlerim karşısında hafifçe tebessüm etti Merih, sanki çok komik bir şey söylemişim gibi.

"Umut bana her gözlerimi açıp kapattığımda kendini gösteriyor zaten."diye yanıt verdi.

"Nasıl?"

Güldü, öyle güzel güldü ki hala akmaya devam eden gözyaşlarım bile gülümsedi ona.

"İşte,"dedi hala gülmeye devam ederken. "Umut, tam karşımda bana bakıyor."

Çok sonradan fark ettiğim sözleriyle umut denen kelimeyle beni kast eden Merihe bende gülümsedim.

"Bu durumdayken bile umudunu hiç kaybetmiyorsun."dedim tüm odağımı parlak kahvelerine verirken.

"Umudumu kaybetmiyorum çünkü her şeye rağmen yanımda sen varsın kız çocuğu, beni hiç mümkün olmayacak zamanlarda bile umudun varlığına inandırabilen sen."

Sözleri kalbime akıp orada bir ümit tomurcuğu açtırırken ellerimi sakallarında dolaştırdım bir süre. O kadar güzel duruyordu ki sevdiğimin adamın sakallarında can bulan kemikli parmaklarım, o an neden bunu daha önce yapmadığım ile ilgili kısa çaplı pişmanlıklar yaşadım.

Bir süre daha Merih'in sakallarında gezintiye çıkan parmaklarımı geri çekmek istediğimde Merih kavradığı elimle beni durdurdu.

Sıkıca kavradığı elimle hafifçe her ikimizi de ayağa kaldırdı ve aramızdaki tüm mesafeyi kapatarak yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

"Daha iyi misin?"diye sordu az önceki halimi kast ederek. Sorusuna karşılık hafifçe başımı olumlu anlamda salladığımda avuç içleriyle yüzümü kavrayıp alnıma küçük bir öpücük bırakıp geri çekildi.

O yanımdayken nasıl iyi olmazdım ki?

*

Akşam yemeği için toplandığımız masanın etrafındayken, herkes hiç olmaması gerektiği kadar sessizdi bu akşam. Öyle ki neredeyse hiçbirimiz konuşmadığımız gibi masanın üzerindeki çeşitli yemeklere bile el sürmemiştik.

Bunun altındaki tek sebep Merihti, onun bu durumu ben dahil odadaki herkesi çok kötü etkiliyordu. Olcay eskisi gibi espiri yapmıyor, egemen ise çalışmalarına odaklanamıyordu. Ben ise ortada hiçbir sebep yokken durup ağlayabiliyordum.

ACININ NEFSİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin