37.BÖLÜM(BİR GÜN BENİ GERÇEKTEN TANIRSAN)

3.3K 167 10
                                    


KEYİFLİ OKUMALAR♥



"Bir gün beni gerçekten tanırsan affedememenden korkuyorum yabancı kız çocuğu. Benden ölesiye nefret etmenden çok korkuyorum."




Karanlıklar!
İnsanın hissettiği yuvası olabilir miydi? İnsan aydınlığı karanlıktan çok sevmez miydi? Benim için hiç bir şey öyle değildi, anne ve babamın ölümü beni karanlık bir dünyanın içine hapsetmişti, o karanlık dünyayı yeni yuvam olarak görmüş öyle yaşamaya devam etmiştim. Ama bugün karanlık bildiğim dünyamın aslında aydınlığa çıkan bir yolu olduğunun farkına vardım. Ellerini belime sıkıca dolamış, kokusunu içine işlemesini ister gibi çeken Merih, benim aydınlık yolum olabilirdi, o benim tek çıkış noktam ışığım olabilirdi.
Belki de başından beri karanlık dünyamdan bile karanlık olduğunu düşündüğüm bu adam benim dünyamın aslında en aydınlık yüzü olabilirdi.

Merih'in kolları belimde benim de ellerim hala boynunda iken kanla karışık kokusunu tıpkı onun gibi içime işlemesini ister gibi içime çektim.

"Gitmen gerekiyor yabancı kız çocuğu."dedi hafifçe benden ayrılırken.
"Gidemem."diye karşı çıktığımda ise gözlerini yorgunlukla bir kaç kez kırpıştırıp bana bakmaya çalıştı.

"Gitmek zorundasın, her an biri gelebilir ve seni burada görürlerse başın belaya gire-" Merih'in kurduğu cümlenin devamı gelmemişti çünkü ben aniden sözünü kesmiştim.

"Başımın belaya girmesi umurumda değil! Seni bir gün daha bu odada bırakamam."diye çıkıştım.

"Eğer gitmezsen."dedi yorgun nefesini dışarıya bırakarak.
"Buradan çıktığımda-" O an Merih'in kurduğu bu cümlenin devamı gelmedi çünkü başı yeniden küçük bir çocuk gibi dizlerimin üzerine düşmüş, açmakta zorlandığı gözlerini daha fazla zorlamayacak bir şekilde kapatmıştı.

"Merih."diye fısıldadım hıçkırıklar içinde.
"Seni buradan çıkaracağım, söz veriyorum." 

O an her şey ağır çekime girmişti, benim Sandar tarafından odadan çıkarılmam, Merih'in yerde öylece kanlar içinde yatışı.


*

Gözlerim hafifçe aralandığında karşımda gördüğüm yüzle olduğum yerden doğruldum.

"İyi misin?"diye sordu Sandar.

"Merih,"diye karşılık verdim ayağa kalkarken.
"Onu oradan çıkarmalıyız."

Sandar oturmamı işaret ederken bu işaretini uymayarak tam karşısında durdum.

"Merih'i çıkarmak için ne gerekiyor? Onu oradan çıkarmak için bir şeyler yapmam gerekiyor!"diyerek üstüne basa basa kurduğum cümlelerden sonra sakin olmam gerektiğini hatırlattı.

"Bak."dedi.
"Merih'i oradan çıkarmak istediğini biliyorum ama bunu yapman mümkün değil. Kurul tarafından alınan bir karar değiştirilemez."diye yanıt verdiğinde öfkemi kontrol etmek adına derin bir nefes aldım.

"Merih zaten bir kurul başkanı değil mi? Nasıl olur da onu orada bırakırlar? O bu şehrin düzeninden ve güvenliğinden sorumlu değil mi? Masfar denilen o canavarı da o yok etmedi mi? Nasıl böylesine ağır bir ceza verirler?" Ardı ardına sormuş olduğum sorularla beraber nefes nefese kalmıştım.

ACININ NEFSİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin