10.BÖLÜM(KRİZ)

6K 268 16
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

Acıdan nefesin kesildiği zamanlarda öyle bir bilinmezlikle karşılaşıyorsun ki görünmez eller tarafından boğuluyorsun sanıyorsun. Hapsolduğun yerde çırpınıyorsun tutunmak için. Ama tutunamıyorsun. Çünkü zaten ait olduğumuz yer tam da burası. Dip. Sızlanmayı bırakmak gerek.

Kapı kolunu kavrayıp sıkıca kendime doğru çektim. Fakat kilit sıkışmıştı, açılmıyordu
"Sıkışmış."diye mırıldandım. Daha sonra kapının açılmayacağını anlayarak geri çekildim. Ben geri çekilirken yeniden Merih kapıyı zorlamaya çalıştı. Merih kapıyı zorlarken ara ara acıyla yüzünü buruşturduğunu gördüm.

"Kapıyı zorlayarak yalnızca kendine zarar veriyorsun."diye mırıldandım. Merih bana sert bir şekilde bakarken. Her an sarılı olan taze yarısı açılıp kanayabilirdi.

"Her şey hakkında bir bilgin var madem, kapıyı nasıl açacaksın kırarak mı?"diye sordu öfkeli sesiyle.

"Aslında bunu yapmak senin görevin, fakat bünyen şu an için buna hazır değil."diye cevap verdim. Daha sonra yeniden yanına yaklaşarak" Olcay yada egemeni arar bizi buradan çıkarmalarını söyleriz."diye açıkladım. Merih yeniden öfkeyle bana baktığında bir adım geriledim.

"Onlarla haberleşecek bir aletin var mı? Yoksa mektup yazıp güvercinle mi yollamayı düşünüyorsun?"diye sordu. 

"Nasıl yani yanında cep telefonun yok mu?"diye sordum tedirgin ve şaşkın bir şekilde.

"Var ama ben hobi olsun diye uğraşmak istedim."diyerek umursamaz bir şekilde bana baktı. Aklı sıra benimle dalga geçiyordu. Ben sıkıntıyla nefes verirken dayanamayıp yerde ki yuvarlak halının üzerine oturdum. Merih'te kapının açılmayacağını anlayarak tam karşımda oturdu. Kapıyla uğraşmaktan yüzü ter içinde kalmıştı. Yorulmuş ve bitkin gözüküyordu, aslında burada kapalı kalmamızın tek sebebi oydu. 

"Bu kapı her zaman böyle miydi?"diye sordum yalın çıkan sesimle.

"Evet, bu yüzden burayı pek kullanmayız."diye yanıt verdi derin nefes alarak. Merih'in eli tişörtüne gittiğinde tişörtünün ucunu sıyırarak yarasına dokundu. Merih kapıyı fazla zorlamış olacak ki düşündüğüm gibi yarası açılmış beyaz renginde ki sargı bezi kırmızı kana bulanmıştı. Olcay ve egemen çıkmadan önce"Bizim deli sana emanet."demişti. Onlar yokken Merih'e yardımcı olmak için bana güvenmişlerdi.

 Üzerimde hissettiğim sorumluluktan dolayı ayağa kalkarak banyoda ki çekmeceleri karıştırmaya başladım. Merih'in bana olan garip bakışlarını üzerimde hissetsem de aldırmayıp elime gelen makası ve beyaz sargı bezini alıp Merih'in yanına oturdum. Merih aklımdan ne geçtiğini anlamış olacak ki anında kaşlarını çatmıştı.

"İstemiyorum, egemen gelince halleder."diye karşı çıktı.

"Egemen gelene kadar senden ben sorumluyum. Şimdi tişörtünü sıyır."diye mırıldandım. Merih her ne kadar karşı çıksa da inadıma dayanamayıp tişörtünü sıyırdı. Merih'in karın kasları etrafa görsel bir şölen saçarken bunu görmezden gelip kana bulanmış olan sargı bezini çıkarıp yerine yenisini sardım.

 Bakışlarım Merih'e kaydığında kahverengi gözleriyle karşılaştım. Her zaman ki ifadesizliği ile bakıyordu. Daha sonra geri çekilerek Merih'ten uzaklaştım. 

"Neden az önce öyle davrandın mehraya? Kız seni merak ettiği için gelmişti."diye mırıldandım başımı öne eğerken. Merih'in soğuk bakışlarını üzerimde hissetsem de ona doğru bakmadım.

ACININ NEFSİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin