33.BÖLÜM(KORKU)

3.6K 165 30
                                    


"-Peki sen kimsin Merih? Herkesten, daha çok benden sakladığın kimliğinin arkasında kim var?"

"-Hiç tanımak istemeyeceğin, yanımda olduğun her an her saniye için kendinden nefret duymana sebep olacak bir adam duruyor karşında. Ve sen yabancı kız çocuğu gerçek kimliğimi öğrendiğin gün benimle hiç karşılaşmamayı dileyeceksin."




İki ayrı beden.
Tek bir ruh.
Birbirini tamamlayabilir miydi? Bir ruh iki ayrı bedene yeter miydi?


AFRA SOYKAN


Merih arabasından inerken hızla beni buraya kadar getiren Zeyneb'e doğru döndüm. Kesinlikle bana ettiği bu iyiliğin karşılığını vermeliydim, son anda arabaya bindiğini görmüş hızla yanında ki yerimi almıştım. İlk önce bu Halim'i şaşkın bir ifadeyle karşılaşmış fakat ona her şeyi anlattıktan sonra beni olumlu karşılamış bana yardım etmişti.

"Emin misin afra? Bu çok tehlikeli."diye sordu arabadan inmeden hemen önce. Zeyneb'e başımı olumlu anlamda sallayarak arabadan inmek üzere hareket geçmiştim ki son anda asıl söylemem gerekeni hatırlayarak yeniden ona doğru döndüm.

"Sen, Olcay'a ve egemene her şeyi anlat onlar ne yapacağını bilir." Zeynep tamam anlamında başını sallarken hızla arabadan inip Merih'i takip etmeye koyuldum.

Zeynep hızla arabasıyla tanınan uzaklaşırken Merih'in hangi yönden gidebileceğini düşündüm. Zeynep'le arabada konuştuğumuz bir kaç dakikadan sonra Merih'i gözden kaybetmiştim. Başıma neler geleceğinden habersiz ilerlemeye devam ederken tüm bedenimi korkudan titretecek kadar güçlü olan o sesi duydum.

"Bakın burada kim varmış." Korku dolu bir ifadeyle sesin sahibine doğru döndüğümde Masfar'ı gördüm, elini ensesinde birleştirmiş bana doğru ilerliyordu.
"Merih için geldin değil mi? Onun yanında olmak için buradasın." Masfar alayla konuşmaya başladığında kaşlarımı çatarak ona baktım ve korktuğumu belli etmemek için bir adım öne çıktım.

"Evet."diye doğruladım cümlesini.
"Merih'in yanında olmak için buradayım."

Masfar yeniden gülümsediğinde bu gülüşünün tüm sinir sistemimi bozduğunu hissettim.

"Bunun için çok yanlış bir zaman seçmişsin güzelim."derken yüzüne sert bir tokat geçirmediğim için pişmanlık duydum. Gerçekten gördüğüm en itici insanlardan biriydi.

"Neyse, hadi gel benimle seni Merih'le buluşturayım madem onun yanında olmak için buradasın o zaman birbirinizi görmeniz lazım değil mi?" Masfar'ın ne planlamaya çalıştığına bir anlam veremediğim gibi bir sarmaşık misali tuttuğu elimi ondan çekmeme de izin vermedi. O kadar güçlü tutuyordu ki ellerimi eğer biraz daha direnirsem parmaklarım ezilebilirdi. Masfar bir eliyle beni sırtımda ki bel boşluğundan ilerletmeye çalışırken diğer yandan elimi sıkıca kavramıştı. Ona karşı çıkmama, direnmeme izin vermiyordu. Kendimi geriye çekmeye çalıştığım her an aslında kendime zarar veriyordum. Bir süre sonra pes etmiş yürümeye kendi isteğimle devam etmiştim. Direnmenin getirdiği zarar gibi hiç bir faydası da yoktu.

Yaklaşık bir kaç dakikanın ardından sırtı bize dönük bir şekilde duran Merih görüş açıma girdiğinde az sonra yüzünde oluşacak tepkiyi tahmin etmeye çalıştım. Aslında bunu düşünmeme bile gerek yoktu, her şey belliydi. Merih'in onca uyarısından sonra onu dinlemediğim için bana öfke duyacaktı fakat bu sefer duyacağı öfke daha öncekilerden daha farklı daha acı olacaktı bunu şimdiden tahmin edebiliyordum.

ACININ NEFSİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin