KEYİFLİ OKUMALAR♥
"Sana neden kız çocuğu diye hitap ettiğimi bilmek ister misin?"diye sordum. Yanıt vermedi yalnızca başını olumlu anlamda salladı.
"Sana yabancı kız çocuğu diyorum çünkü kalbin küçük bir kız çocuğunun kalbi kadar temiz. Kirli ve kötü tüm duygulara rağmen senin kalbin tertemiz kalmış. Ama ben öyle değilim yabancı kız çocuğu benim dibim bir bataklık, yanıma yaklaşan herkesi içine alıyor."
Sanki bedenim ikiye ayrılmış da birbiriyle kovalamaca oynuyor. ikisinin arasında kocaman bir sütun yükselmiş ve onlarda birbirlerini yakalamak için sürekli dönüyorlar o sütunun çevresinde. bir parçam doğru kelimeleri biliyor ama diğeri onu yakalayamıyor.
Bu tıpkı karanlık bir odada yolunu aydınlatacak ışığın yerini bilip bir türlü ona ulaşamamak gibi.
Korkunun tüm bedenini ele geçirmiş bir sarmaşık gibi dolaması, senin nefes alamayacakmış gibi hissetmen kaçmak isteyip te tek bir adım dahi atamayışın!
Hayatta biraz böyleydi benim için, nedenini bilmediğim bir sebepten dolayı bu şehre bağlıymışım gibi hissediyordum. Öyle farklı bir durumdu ki benim için bazen ne hissetmem gerektiğini nasıl davranmam konusunda tereddüt etmeme sebep oluyordu.
Şu an, şu dakika ve şu saniyeler.
İçinden çıkılmaz bir sokağa girdiğimi ve geri dönüş yolunu bulamıyormuşum gibi hissettiriyordu. Karşımda mavi gözlerini bana dikmiş olan bu adamın şu an bana hissettirdiği duygu bir çok duygu karmaşasından daha güçlü bir düzeydeydi.
Sıkıca kavramış olduğu kolumu ondan kurtarmak istercesine geri çektiğimde birden kolumu bıraktı ama benim kendimi ani çekişim yere hızla düşmeme neden oldu. Mavi gözlerini bana dikmiş olan bu adam üzerime doğru gelirken ayağa kalkmaya çalıştım. Ama ayağa kalkamadan uzaktan gelen bir sesin duyulduğunu ve karşımda ki mavi iri gözlere sahip olan adamın birden yok olduğunu gördüm.
O an ilk defa rahat bir nefes aldığımı hissettim. Bakışlarımı sesin geldiği yöne doğru çevirdiğimde ise onu gördüm.
Merih'i.
Sanki benim zor durumda olduğumu hissetmiş ve yardıma gelmişti. Bu tıpkı bu şehre geldiğim ilk gün Mahvar'la karşılaşıp Merih'in sesiyle birden ortadan kaybolması gibi olmuştu.
Artık şundan emindim, bu şehirde kaldığım her gün bana koşulsuz yardım edecek biri vardı.
Merih'in bana doğru yaklaşması ile ayağa kalktım.
"İyi misin?"diye sordu üstümde ki toprak kırıntılarını göstererek. Belli ki o adamı görmemişti. Merih'in sorduğu sorunun hemen ardından belki de yapmamam gereken bir şey yaptım.
Kollarımı Merih'in boynuna doladım.
Bunu neden yaptığımı kendime açıklayamasam da o an bunu yapmak istemiştim.
Merih şaşkınlığından olsa gerek hiç bir şey söylememiş ona karşı bu yaklaşımıma bir tepki vermemişti. Saniyeler sonra geri çekildiğimde ifadesiz bakan gözleriyle etrafı inceledi."Bir sorun-"devamını getirmesine izin vermeden sözünü kestim.
"Nasıl her defasında sesimi duyuyormuşsun gibi hissediyorum?" Dudaklarımın arasından çıkan bu soru cümlesi ile anlamsız bir ifadeyle yüzümü inceledi.
"Sen gerçekten iyi olduğuna emin misin? Garip garip konuşuyor tuhaf davranıyorsun." Merih tamda tahmin ettiğim gibi şaşkınlığını itiraf ettiğinde ona her şeyi anlatmam gerektiğini düşündüm. Fakat bize seslenen ikinci bir sesle bu düşüncemden vazgeçmek zorunda kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACININ NEFSİ (TAMAMLANDI)
Fiksi RemajaAnnesi ve babasının mezarlığında içini döken bir kızın başına en ağır ne gelebilir? Mezarlıkta yaşadıklarından sonra bambaşka bir yerde tanımadığı insanlar arasında gözlerini açan Afra hayatına nasıl devam edebilecek? Gözlerini açtığı yeni şehir, y...