26.BÖLÜM(O ARTIK YOK)

3.9K 182 33
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR♥

"En başta kendinden kaçmayı çalışıyorsun yabancı kız çocuğu ama bunu başaramıyorsun. Kendinden her ne kadar kaçamaya çalışırsan çalış insanın cehennemi kendi içindedir sen her nereye gidersen git o da seninle beraber gelir."

Belki de bir şeyleri kelimelere dökünce daha inanılabilir bulduğumuz için sürekli inanmadığımız ama inanmak istediğimiz şeyler söylüyoruz. Kendimizi kendi silahımızla defalarca vurup sonucun değişmesini istiyoruz. 

Ama mutlaka bir ceset kalıyor bütün bunların arkasından.

Sessizce içimde büyüdüğünü bildiğim bir hastalık gibi. 

Varoluşumu tahrip ederek tamamlıyor.

Bedenimin bir kaç kez korkuyla kasıldığını hissettiğimde tedirginliğimi ve korkumu Merih'e belli etmeden derin bir nefes aldım. Merih önde bende arkasında yürürken ikimizde konuşmuyorduk. Gizli otoparktan çıktığımızda kapının önünde Olcay egemen ve kuruldan geldiğini tahmin ettiğim iki adam vardı. Yanlarına yaklaştığımız sırada dördünün de bakışları bize döndü.

"Evet, buraya gelme sebebiniz?"diye sordu Merih kuruldan geldiğini tahmin ettiğim iki adama doğru dönerek.

"Kurul üyeleri bu şehirden gitmek isteyen herkesi bir çatı altında toplama kararı aldı. Ve daha önce de kurula gelip bu şehirden ayrılmak istediğini dile getiren Asmara hanımında gelmesi gerek." Yapılan açıklamadan sonra Merih'in kaşları çatılmış öfkeyle ellerini saçlarından geçirmişti

"Öncelikle son sözü benim söylediğimi biliyorsunuz bir karar alınıyor ve benim alınan bu karardan haberim yok."diye kesin bir dille yanıt veren Merih bana doğru döndü. 

"Haklısınız Merih bey ama-" Merih orta yaşlı adamın cümlesini keserken ben dahil egemen ve Olcay da aynı şekilde pür dikkat Merih'i izliyordu.

"Şimdi kurula gidip kurul başkanının buna izin vermediğini, alınan karardan haberi olmadığını ve bunun üzerine bir toplantı ayarlanması gerektiğini söyleyin. Ve evet bir daha evime gelmeden önce bana haber verin!" Merih'in kararlı ve istikrarlı yaptığı konuşma beni şaşırtmamıştı ama Olcay ve egemen neredeyse bir film izliyor gibi bakıyorlardı Merih'e. 

 Kurul üyelerinin yüzlerinde ki ifade git gide farklı bir hal alırken bir sorun çıkmaması adına bir adım öne atarak kurul üyelerine doğru döndüm.

"Tamam, nereye gidiyorsak gidelim." Kurmuş olduğum cümle Olcay ve egemeni şaşkınlığa uğratırken Merih yalnızca kaşlarını çatmış öfkesini kontrol altına almak ister gibi bakışlarını kaçırmış bir kaç saniye gözlerini kapatmıştı. 

Kurul üyeleri aramızda ki mesafeyi kapatırken uzun boylu orta yaşlı bir adam sağ tarafıma gelerek gösterdiği arabaya doğru yürümemi işaret etti, işaretine uyarak gösterdiği arabaya doğru ilerlemek için harekete geçecektim ki bir el beni durdurdu.

Ellerin sahibine baktığımda ise artık çok tanıdık gelen koyu kahve gözlerle karşılaştım.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" Merih kolumda ki elimi öfkesini çıkartır gibi sıkarken bunu görmezden gelmeye çalıştım.

"Hayatım hakkında kendi kararlarımı vermeye çalışıyorum."diye yanıt verdim tıpkı onun gibi ifadesiz çıkan sesimle. 

Merih çok yanlış bir şey söylemişim gibi öldürücü bakışlarını üzerime salarken verdiğim karar hakkında ne kadar kararlı olduğumu göstermeye çalıştım. Eğer kendi kararlarımı ben veremeyeceksem neden vardım? Neden hala hayattaydım? Bu benim kimsenin elimden alamayacağı bir hakkımdı ve her kim olursa olsun bu hakkımı elimden almasına izin vermeyecektim. 

ACININ NEFSİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin