41.BÖLÜMDEN KESİT

2.7K 110 21
                                    


Bu kesiti hem bölümün geç geleceğini haber vermek için hem de sizin bölüm hakkıda ki meraklarınızı az da olsa gidermek  için paylaşıyorum.

Malum sınav haftasına girdik, bölüm yazmaya pek fırsatım olmuyor. Bölüm gelene kadar kısa bir kesitin daha iyi olabileceğini düşündüm.

NOT: Bölümü yazmayı henüz bitirmedim fakat bitirir bitirmez ilk fırsatta paylaşacağım.😊

Sessizliğine ortak olarak hemen yanında ki yerimi aldım. Merih sürdürdüğü sessizliği dakikalar sonra bozmuş bakışlarını bana doğru çevirmişti.

"Onun kim olduğunu biliyor musun?"diye sordu.

Hayır anlamında başımı salladım.

"O benim geçmişim."dedi oldukça soğukkanlı çıkan sesiyle. "Bu ev de geçmişimin bir parçası kız çocuğu."

"Bu ev sizin eviniz miydi?"diye sordum yutkunarak.

"Bu evi bizim için inşa ettim, her ince ayrıntısına kadar ben çizdim ben düzenledim. Evlendikten sonra bu evde yaşayacaktık, bu evi ona hediye etmek istiyordum. Sonra ne oldu biliyor musun kız çocuğu? Düğünümüze bir hafta kala bana bir mektup bırakarak bu şehirden gitti. Ellerimle inşa ettiğim inancın tek bir solukla yıkıldığına şahit oldum gidişiyle. Nasıl diye defalarca sorup, neden diye sorgulamaya korktum. Sonra gitti. Gitmenin inancı kurtaramayacağını, geri dönüşün olmayacağını bile bile gitti. Biteceğimi bile bile gitti. Sonra ben kaldım ardından bu ev, ve kırılmış inancım." Merih'in titrek çıkan sesini işittiğimde duyduğum o titreyen sesiyle bedenim kasıldı ne diyeceğimi bilemedim, bu şehre geldiğim günden beri Merih'in yüzünde ki o soğuk ve ifadesiz bakışlarının bir nedeni olduğunu düşünmüştüm. Bugün ilk kez bu düşüncem de ne kadar haklı olduğumu fark ettim. Fakat elimde olsaydı hiç haklı olmamayı, Merih'in de hiç kırılmamış olmasını isterdim.

Merih'in bir anda ayağa kalkmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Merih köşe de duran masanın yanına giderek üzerinde duran çarşafı kaldırdı. Beyaz örtüyü yere atarken masanın üzerinde ki fincanları bana gösterdi.

"Görmüş olduğun masa, masanın rengi, şekli hatta masanın üzerinde ki fincanları bile onun isteği ve zevkine göre dizayn ettim." Merih kurduğu cümle sonrası masanın üzerinde ki birbirinden farklı renkte olan fincanları tek hareketi ile yere düşürüp hepsinin parçalara ayrılmasına neden oldu.
Merihe engel olmadım çünkü onun öfkeli olmadığını biliyordum.

O kırgındı.
Sevdiği tarafından terk edilmiş bir adamdı.
Sevilmemişliğin, terk edilmişliğin acısı vardı yüreğinde.

Yere diz çöken merihle beraber bende onunla diz çöktüm.

....

ACININ NEFSİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin