48.BÖLÜM(İHTİYACIM VAR)

3.1K 159 44
                                    




KEYİFLİ OKUMALAR♥


Göz yaşlarımdan öpmüştü beni.

Günlerdir durmadan yanan gözlerim ilk kez bir anlam kazanmıştı ağlamak için.



Zaman.

Bir kum tanesinin hızından daha hızla akarken şu iki güne ne çok şeyi sığdırmıştık. Acılar, hayal kırıkları, yeni yaralar hepsi birbirinin ardı ardını takip etmiş, yine bizi bulmuştu.

Merih ve ben.
Şu iki gündür yaşadıklarımız, öylesine acı doluydu ki, birbirimizin gözleri ne zaman buluşsa o acı noktalar yine aynı yerde kesişiyor, birbirimizin yaralarına ilaç olmak yerine birbirimizin yaralarına tuz basıyorduk.

Sevinci, mutluluğu, güçlü olmayı ondan öğrendiğim adam, hayal kırıklığının da nasıl bir duygu olduğunu öğretmişti, yalnızca öğretmemiş çokta güzel hissettirmişti.

Aldığım derin bir nefesle kapının önünde beni bekleyen Zeyneb'in arabasında ki yerini aldım. Bu akşam ki eğlence öyle kötü bir zamana denk gelmişti ki içimde ki ses akşamın sadece bir eğlenceden ibaret geçeceğini söylemiyordu. Yolcu koltuğunda ki yerimi alır almaz Zeynep'te çoktan arabayı çalıştırmıştı.

"Nasıldı dün gecen? Seni almam için aramadığına göre güzel geçti,"diye konuşmaya başlayan Zeyneb'in sesi oldukça umut dolu çıkmıştı.

"Aslında pekte güzel geçtiğini söyleyemem."dediğinde boğazıma oturan yumrunun ağırlığını saniyeler içerisinde hissetmiştim.

"Bir sorun mu var?"diyerek bakışlarını bir kaç saniye yalnızca benim üzerimde gezdirdi.

"Bunu sonra konuşsak?"diye sordum. Çünkü dün geceyi hatırlamak şu an ki sakinliğimi kaybetmeme neden olabilirdi. Zeynep oldukça anlayışlı sesiyle başını olumlu anlamda salladı.

"Peki sen nasıl istersen,"dedi ve kurşuni renge sahip gözlerini yolla birleştirdi.


*

Zeynep'le beraber evine giriş yaptığımızda dikkatimi çeken ilk şey sağ köşede ki üstü kapalı çerçevelerdi. Siyah renginde kapalı bir örtü tarafından örtülmüş içinde ki resimler bir sır gibi saklanmıştı. Her ne kadar bu örtünün neden fotoğrafların üzerine örtülü olduğunu sormak istesem de şu an için uygun bir zaman olmadığını bildiğimden bu fikirden vazgeçmek zorunda kaldım. Zeynep beni odasına doğru ilerletirken bende bir yandan her bir parçası oldukça pahalı görünen eşyaları inceliyordum. Bu ev Merih'in evinden hemen sonra en pahalı ve gösterişli evlerden biri olmalıydı.  İçinde ki aksesuarlar ve evin düzeni kesinlikle uzman bir mimar tarafından hazırlanmıştı.

Zeynep oda kapısını açarak önce benim daha sonra kendisinin girmesi ardından vakit kaybetmeden konuşmaya başladı.

"Nasıl buldun evimi?"diye sordu bir çırpıda.

"Oldukça güzel, tüm bu dekorasyonu sen mi-" Zeynep hafif bir kıkırdamayla başını olumsuz anlamda salladı.

"Hayır, kuzenim sefanın profesyonel mimar ellerinden geçti sadece." Zeynep kurduğu cümlenin ardından Olcay'ın nişanında dans etmek mecburiyetinde bırakıldığım sefanın yüzünü hatırlamam pek uzun sürmemişti.

ACININ NEFSİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin