49.BÖLÜM(İYİLEŞTİR BENİ)

3.4K 164 65
                                    


KEYİFLİ OKUMALAR♥


"Günün sonunda beni sen iyileştireceksen yaralanmamın pek bir önemi yok demiştim. Bugün ilk defa tüm yaralarımı sen sar istiyorum kız çocuğu çünkü dokunuşların cennet gibi. Sanki bu eller, bir meleğin elleri."




Duman.
Görüş açımın bulanıklaşmasına neden olacak kadar ağır bir dumanın tam ortasında kalmıştık. Nefes alamıyormuş gibi hissediyor boğazımda hissettiğim her acı tatta başımın ağrısı git gide çoğalıyor, geçen her saniye güçlü tutmaya çalıştığım iradem biraz daha fazla sarsılıyordu. Boğazım öksürmekten yanmaya başladığında şu an bana iyi gelebilecek o gözleri görmek için bakışlarımı ağır dumanla kaplı odada gezdirmeye çalıştım. Bir kaç saniyenin ardından tenimde hissettiğim sıcak bir varlıkla gözlerimi açık tutmaya zorladım. Gözlerim bana huzuru hissettiren o gözlerle buluştuğunda Merih'in de benden farksız bir durumda olduğunu gördüm. Üzerinde ki siyah ceketi çıkararak açık omuzlarıma sardığında rahatlatıcı sesini duymam çok uzun sürmemişti.

"Bana bak kız çocuğu,"diyerek gözlerimi gözlerine sabitlediğin de zor da olsa gözlerim kahverenginin en güzel tonu olan gözlerle buluşmuştu.

"Sakın bilincini kaybetme tamam mı? İkimizi de buradan çıkarabilmem için bana yardım etmek zorundasın." Merih'in sesi bir anlığına çok uzaktan geliyormuş gibi hissettiğimde yalnızca başımı olumlu anlamda sallamakla yetindim.

Merih sıkıca kavradığı ellerimi tutarak her ikimizi de camların önüne getirdiğinde önümüzde açmak için bir kolu olmayan pencerelere baktı, bu uzunlamasına büyük olan pencerelerin kırılması gerekiyordu aksi takdirde duman zehirlenmesinden ikimiz de ölebilirdik. Dumanın etkisiyle yaşlarla dolan bulanık gören gözlerimi Merih'e çevirdim.

Ne yapacaktı?

Bu camları kurabilecek güçte hiç bir alet yokken ikimizi de buradan nasıl çıkaracaktı?

Kapana kısılmış iki kedi gibi bir süre birbirimize baktığımızda Merih'in aklımdan geçen şeyi yapmamasını diledim. Fakat Merih tam da aklımdan geçen şeyi yapmayı düşünmüş hızla aramızda ki mesafeyi kapatmıştı.

"Geri çekil kız çocuğu."diyerek giydiği beyaz gömlekten bir  parça yırtarak yumruk yaptığı ellerine sardı.

Bu gerçek bir delilikti.
Merih'e engel olmak için bir kaç santim ötemde olan ellerini tutmak istedim fakat beni bir kaç adım geride bırakıp yeniden cam kaplı pencerelerin önünde durdu.

"Mer-ih." Devamını getiremediğin kelimenin ardından, önce gözlerime inen karanlık bir perdenin varlığını hissetmiş daha sonra  ise büyük bir gürültüyle yere düşen cam parçalarının sesini duymuştum.

Tam o an daha fazla dengede duramamış kendimi o karanlık perdenin içine hapsetmiştim.


*

Yüzüme çarpan soğuk bir rüzgarın tenimi okşadığını hissettiğimde, duyduğum rahatlatıcı bir sesle gözlerim kendiliğinden açılmıştı.
"Az kaldı kız çocuğu, birazdan buradan çıkacağız."diyerek ellerini yüzümde birleştirdiğinde zehirli duman kokusunu daha çok yakınımda hissediyordum. Gözlerimi tamamen açmaya zorlamış nerede olduğumuza bakmak için gözlerimle etrafı taradığımda hala aynı odada olduğumuzu anlamam uzun sürmedi.

ACININ NEFSİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin