180. Ders :
9. Cüz, 7. Sûre, 180. Sayfa
Enfâl Sûresi
34-40. Âyet-i Kerîm'eler.بِسْــــــــــــــــمِ اللهِ الرَّحْمـٰـنِ الرَّحِيــــــمِ
34
وَمَا لَهُمْ أَلاَّ يُعَذِّبَهُمُ اللّهُ وَهُمْ يَصُدُّونَ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ
"Onlar Mescid-i Haram'dan menederlerken Allah kendilerine niye azab etmesin?"Onların Hazreti Peygamberi (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) ve mü'minleri hicrete zorlamaları ve Hudeybiye senesinde kuşatmaları, Mescid-i Haramdan alıkoymalarına dâhildir.
وَمَا كَانُواْ أَوْلِيَاءهُ
"Üstelik onun hizmetine ehil kişiler de değillerdir."Onlar şirkleriyle beraber Mescidi-i Haramın hizmetini deruhte etmeye lâyık değillerdir. Onlar "biz Beytullahın ve Haremin sahipleriyiz. Dilediğimize engel olur, dilediğimizi içeri alırız" diyorlardı. Ayet, onların bu sözlerini reddir.
Yani alay etmek için böyle demiş olabilirler.
إِنْ أَوْلِيَآؤُهُ إِلاَّ الْمُتَّقُونَ
"Onun hizmetine ehil olanlar ancak müttakilerdir."Mescid-i Haramın sahipleri, ancak ve ancak şirkten sakınan, orada Allahtan başkasına ibadet etmeyen müttakilerdir.
Denildi ki: Ayette geçen iki zamir Allaha râcidir. Yani,
-"O müşrikler Allahın velileri değillerdir."
-"Allahın velileri ancak müttakilerdir."
وَلَكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لاَ يَعْلَمُونَ
"Lâkin onların çoğu bunu bilmezler."Lakin onların çoğu, kendilerinin Mescid-i Harama bir velayete sahip olmadıklarını, bilmezler.
Ayette "onların çoğu" denilmesinde,
-Ya bir kısmının bunu bilmekle beraber inadına böyle bir tavır sergilediğine,
-Veya "az" ifadesiyle bazan o şeyin hiç olmaması ifade edildiği gibi "onların çoğu" ifadesiyle de tamamının kastedilmesine bir tenbih vardır.
35
وَمَا كَانَ صَلاَتُهُمْ عِندَ الْبَيْتِ إِلاَّ مُكَاء وَتَصْدِيَةً
"Ve Beyt çevresinde onların namazı ıslık çalıp el çırpmaktan başka bir şey değildir."Müşriklerin Ka'bedeki ibadetine "salât" yani "namaz" denilmesi
-Dua anlamında olabilir.
-Veya "onların namaz dediği şey" manasını ifade eder.
-Veya Müslümanların namazı yerine orada icra ettikleri şeyi anlatır.
Ayetin konu içindeki yeri, onların azaba layık olduklarını ortaya koymak veya Mescid-i Haram velayetine ehil olmadıklarını anlatmaktır. Çünkü namazı böyle olanların O'na layık olmaları söz konusu olamaz. Rivayete göre, onlar Kabeyi kadın-erkek çıplak olarak tavaf ederlerdi. El ele tutuşurlar, ıslık çalarak, alkış tutarak Beytin etrafında dolaşırlardı.
Denildi ki: Hazreti Peygamber (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) Ka'bede namaz kılmak istediğinde böyle yaparlardı, hem Peygamberi namazından şaşırtmak isterler, hem de kendilerinin namaz kıldığını söylerlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️1-Kur'ân-ı Kerîm / Meâl / Tefsîr Okuyoruz📚
EspiritualKur'ân-ı Kerîm, insanı asıl fıtratına, fabrika ayarlarına yeniden döndürür. İnsanın ruhundaki kırıkları tamir eder. ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠﻪِ ِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ وَاعْتَصِمُوا بِاللَّهِ Allah'a sımsıkı sarılın صدق الله العظيم Hacc suresi/78 **** Kitabımız...