26.Ders Bakara Sûresi 177-181

45 9 7
                                    

26. Ders :

2. Cüz , 2. Sûre, 26. Sayfa
Bakara Sûresi
177-181. Âyet-i Kerîm'eler.

 بِسْــــــــــــــــمِ اللهِ الرَّحْمـٰـنِ الرَّحِيــــــمِ

177- 

لَّيْسَ الْبِرَّ أَن تُوَلُّواْ وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ 

"İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz değildir."

Ayetteki hitap, kitap ehlinedir. Çünkü onlar kıble Kudüs'ten Ka'beye çevrilince, bu konuda ileri geri hayli konuşmuşlardı. Ve her bir taife, iyiliğin ölçüsünü kendi kıblesine yönelmek olarak görüyordu. Allah onları reddedip şunu bildirdi: İyilik, sizin şu an mensup olduğunuz dinde sebat etmeniz değildir, çünkü mensuhtur, hükmü kaldırılmıştır. Lakin iyilik Allahın beyan ettiği ve mü'minlerin de tâbi olduğu durumdur.

Ayetteki hitap, hem kitap ehline, hem de Müslümanlara yönelik olabilir. Yani, iyilik kıble meselesiyle sınırlı değildir.

Veya kendisi yüzünden başka şeyleri unutup tümüyle ona yönelmeniz gereken büyük iyilik, kıble meselesi değildir.

وَلَكِنَّ الْبِرَّ 
"Asıl iyilik (şu özelliklere sahip olmaktır):"

مَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَالْمَلآئِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيِّينَ 

"Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve bütün peygamberlere iman eden (kimsenin iyiliğidir)."

Lakin kendisine önem verilmesi gereken iyilik, şu kimsenin iyiliğidir ki Allaha, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman eder.

Ayette kitap müfred olarak geldi, bundan murat kitap cinsidir.

Veya bundan murat doğrudan Kur'an da olabilir.

وَآتَى الْمَالَ عَلَى حُبِّهِ ذَوِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَالسَّآئِلِينَ وَفِي الرِّقَابِ 

"Malı sevmesine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, ihtiyacından dolayı isteyene ve kölelere veren."

İyi insan, malı sevmesine rağmen verebilendir.

Hz. Peygambere "hangi sadaka daha efdaldir?" diye sorulur. Hz. Peygamber şöyle cevap verir: Vücudun sıhhatli, mala hırslı, yaşamayı umar, fakirlikten de korkar bir halde iken verebildiğin sadaka."

Ayetteki zamirin Allaha raci olduğu da söylendi.

Yani, iyi insan Allahı sever bir şekilde malından sadaka verebilendir.

Veya şöyle de mana verilebilir:

"İyi insan, malından severek verebilen kimsedir."

"Yakınlara" derken, "muhtaç olan yakınlara" anlamındadır. Ayette bunun kayıtlı söylenmemesi, iltibas edilme durumu olmadığındandır.

Ayette önce yakınlara vermek söylendi, çünkü onlara vermek en efdaldir. Hazreti Peygamber (صَلَّى اللهُُ عَلَيْهِ  وَسَلَّمَ) şöyle buyurur:
"Miskine vermen sadakadır. Yakınına vermen iki sevaptır: Hem sadaka, hem sıla-ı rahim sevabı."

Yolcuya "İbnu's-sebil" yani "yolun oğlu" denilmesi yolla iç içe olmasındandır.

Bundan murat, eve gelen misafire ikram da olabilir.

✔️1-Kur'ân-ı Kerîm / Meâl / Tefsîr Okuyoruz📚 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin