Ben Hepsiyim

42 3 0
                                    

Karnımda hissettiğim sancıyla yataktan kalktım. Kısa süre doğuracağımı düşünmüş olsamda bunun dün fazlasıyla hareketli olmamdan dolayı olduğunu düşünüp sancıları azaltmak için evin içinde yürüdüm.

İlaçların sayısını artırınca sancı kesilmişti. Sanırım bebek büyüdükçe vampir yanım daha hızlı ortaya çıkıyordu.

Koltuğa uzanıp telefonu elime aldım. Belgeleri Alexandre'a vermeden önce fotoğraflarını çekmiştim. Telefon konuşmalarının saatlerine bakarak Klaus'un sadece evdeyken telefon kullandığını söylemek çokta yanlış olmazdı. Çoğunu geçenlerde okumuştum ama yüzbaşı dediği adamla konuşmalarında adı tanıdık bir yerden bahsetmişti. 'Eski Şehir'. Nerde duymuştum bilmiyorum ama tanıdık gelmişti.

Geri kalanı kesinlikle okuyabildiğim ama anlamını bilmediğim kelimelerle doluydu. Bazı dosyalarda bizim hakkımızda geniş bilgiler ve yorumları vardı. Aslında sadece ben ve Ale hakkında. Diğerlerinin sadece ismi ve Nim'in bebeklik fotoğrafı vardı. Haklarında melez olmaları dışında bir şey yazmıyordu.

"Neden yanımda olmadığını açıklamak ister misin?" Klaus'un son iki basamaktaki adımlarını duyunca telefonu kapatıp el salladım.

"Evet hatta bunu senin istediğinden daha çok isterim. Çünkü onu ikimizde fazlasıyla sevecekken acısını sadece ben çekiyorum." koltuğun önüne oturup sırtını koltuğa yasladı.

"Ağrı mı?"

"Onun gibi ama ilaçları alınca sakinleşti"

"Alisa doğumun sürekli değiştiğini görüyor"

Alisa. Onu özür borçluyum ama daha önemlisi o olaydan önce onları aylarca görmemiştim. Hatta Alisa'yı saymazsak yemek dışında  tüm aileyi neredeyse bir yıldır görmüyorum.

"Klaus" tek elim karnımda gezinirken diğer elimle onun saçlarının dalgasıyla oynamaya başladım. Başını hafifçe yana eğerek dinlediğini gösterdi. "Onları neden uzun zamandır görmüyoruz?"

"Herkes çok meşgul."

"Öyle mi? Çünkü birisi bana senin bizimle iletişime geçmelerine izin vermediğini söylemişti."

"Kim?"

"Önemi yok. Sadece nedenini merak ediyorum"

"Çünkü seninle ve çocuklarla vakit geçirmeyi seviyorlar ve bu işlerini sürekli ertelemelerine sebep oluyor"

"Bu mu?

"Evet hepsi bu" koltukta doğrulup saçındaki elimi çektim. "Ne oldu?"

"Yalan söylüyorsun. Klaus bana her şeyi anlatacağını söylediğin tarihi çoktan geçtik buna rağmen yalan söylüyorsun!"

"Yalan değil Nerina tamam tek sebep bu değil ama bu da bir gerçek"

"Asıl sebep ne?"

"Nerina senden önce de ortalama 10 yılda bir kere görüşürdük onlar için yeni değil bu durum."

"Peki"

Telefon titreyince bakmak yerine yerimden kalktım.

"Telefonu ver" Klaus bir anda karşına dikilince geriye adım attım.

"Böyle saçmalık mı olur?"

"Nerina anlattığın hiçbir şeye inanmadım ama bu son oldu ver şimdi o telefonu bana!"

"Klaus bir kez olsun bana güvenmeyi denedin mi?!"

"O hatayı bir daha yapar mıyım sence?!" telefonu arkama sakladığımdan emin olduktan sonra ona döndüm.

ECNADEYNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin