Zamanı Geldi

58 3 0
                                    

Gece boyunca ne yapmam gerektiğini düşünüp durdum. Eğer Klaus dediğimi yapmazsa ben dediğimi yapacağım bundan eminim. Ama nasıl?

Bu evde kaldığım sürece onun kontrolünde olurum ve kendimi yandığım için en fazla 2 gün sonra onu affederim. O bana gerçekleri anlatmaya hazır olana kadar uzak duracak bir yerde olmam gerekiyor. Bu durumda tek yer annem ama Klaus çocukların oraya gelmesine izin vermez. Aynı zamanda saldırılara karşı bildiğim en güvenli yer burası ve en önemlisi bu. Harika yine başa döndüm.

Birde bunu çocuklara anlatmak var. Belki Nim'in büyü gücü hakkındaki sorunları hallettikten sonra.... Hayır hayır Klaus o zamana kadar hiçbir şey yapmadan bile kendini affettirebilir.

"Günaydın anne" Nim'in yorgun sesiyle ona döndüm. "Merak etme uyudum sadece kabus görmüştüm onun eseri"

"Günaydın meleğim."

"Babam bir şey söyledi mi?" benden arta kalan kahveyi küçük fincana koyup yanıma oturdu.

"Eğer gerçekten öğrenmek istersen kendisinin yapacağını söyledi"

"Babam büyü hakkında bir şey biliyor..." tabii ya çocuklar onun bir zamanlar cadı olduğunu bilmiyordu. "Tanrım! Anladığım şey gerçek mi?"

"Evet Nim gerçek ama babana bundan bahsetme" Klaus evde olmadığı için bunu duymamıltı en azından. "Bu konuyu hiç açma bile"

"Neden?"

"Nim inan bana bundan nefret ediyor" yüzündeki şaşkın ifadesi gün sonuna kadar devam edecek gibiydi.

"Günaydın" Cassie merdivenlerden inerken gözleri dışarda takılı kalmıştı. "Kar mı yağıyor?" O söyleyene kadar dikkatimizi çekmemişti ama oldukça iri halde yağıyordu.

"Evet"

"Tuhaf"

"Tuhaf olan ne Cassie?" koltuğa uzanıp dışarı bakmaya devam etti.

"İlkbahardayız anne ve kışın yağdığından daha fazla yağıyor"

"Ve buna iklimin bozulması deniliyor hayatım" kahvaltı masasına geçip Louis'i beklerken Ale gelmişti.

"Günaydın, Louis aşağı inmek için yardım istiyor"

"Louis ayağın çoktan iyileşti!" Nim kalkacakken onu durdurup sesimi duyması için bağırdım. "Şimdi kendi ayaklarını kullanarak aşağı in"

"Anne siz yardım etmeyecekseniz karşı evdeki güzel hanımdan yardım isteyeceğim"

Hızla kalkıp yanına gittim. Basamaklara oturmuş gülüyordu. "Louis seni burdan yuvarlayarak masaya götürmemi istemiyorsan in!"

"Bana kıyamazsın anne"

"Kafanı tut" O ne dediğimi anlamadan kafasını tutunca ayaklarından çekip bir kat aşağı sürükledim. "Şimdi sen mi inersin yoksa 3 kat böyle mi inelim?"

"Beni sevdiğini sanıyordum anne"

"Seni tahmin bile edemeyeceğin şekilde seviyorum meleğim" benm hemen arkamdan içeri girip sandalyeye oturdu. "Ayrıca senin kız arkadaşın yok muydu?"

"Var. Hala var. Ama Mikayla kız arkadaşım burdaki hanımefendi daha çok... Ev arkadaşım gibi bir şey"

"Yakında burda olmayacak haberin olsun" gözlerimi devirip kahveyi tazeledim.

"Babam nerde?"

"Bilmiyorum Cassie, geceden beri yok"

"Bugün sahile inelim mi?" Cassie hala gözleri dışarda gezinirken kendi kendine konuşuyor gibiydi.

ECNADEYNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin