Yanaklarımda oluşan ıslaklığı silip tekrar sarıldı. Çıkardığım kıyafetleri aynı hızda geri giydirmeye başladı.
"Bırak Klaus"
Gömleği ve pantolonu elinden alıp koltuğa oturdum. Klaus ise nerde hata yaptığını düşünmeye başlamıştı. Yürüyerek, oyanalanarak ve en sonunda pes edip ayarlamaya çalıştığı sesi ile yanıma oturdu.
"Düşündüğün şey bu muydu?
" Bana düşündürdüğün şey bu "
"Yani ben seninle sadece sex için birlikteyim. Mantıklı" elinde olan küçük demir bilyeyi karşıya attığında çıkan ses tüm evi doldurmuştu."Pekala, artık saçına bile dokunmam, oldu mu? Bu yeterli mi!?"
Elimde pantol ve gömlekle ayağa kalktım.
"Klaus demek istediğim şeyi abartıyorsun."
"Öyle mi çünkü az önce sen kıyafetlerini çıkarırken benim seni yatağa götüreceğimden emindin!"
"Tepki vereceğin tek şeyin...."
"Daha önce hiç istemediğin halde sana dokundum mu?"
Harika. Düşüncelerinin de kontrolünü kaybediyordu. Kendini suçlar gibi konuşmaya başlamasından ne düşündüğünü anlamak zor değil.
"Hayır Klaus, bu çok farklı bir durum"
"Ben istediğim için susmuş olabilirsin. Eğer öyle bir olay varsa..."
"Klaus hayır, bu hiç olmadı"
Yüzüne bakmak için eğildim. Daha önce böyle bir şey olup olmadığını düşünüyordu. Kahretsin ya! Onun bana hissettirdiklerini şimdi ben ona farklı bir anlamda hissettirdim.
"Klaus bana bak"
"Ayrı evlerde kalabiliriz, hatta ben burda kalkabilirim."
"Ayrı evler? Klaus özür dilerim böyle hissemetmeni istemiyordum ama ayrı ev falan olmayacak"
"Ayrılmayı da ben gerçekleştirmem"
"Ayrılmak istemiyorum ki! Ama ayrı evde olmayacak"
"İstersin diye düş..."
"Klaus seni görmeden geçecek yıllar.... Düşünmesi bile korkunç. Ben bu şekilde kabul ediyorum. Yontulman biraz zaman alacak ama hallederim. Ben sabahları sen olmadan uyanmak geceleri sen olmadan yatağa girmek, çocuklarla ilgilenmek sen olmadan, bunları istemiyorum. "
Gözlerinde yaramazlık yapmak isteyen küçük çocukların bakışı vardı. Ama konu daha yeni kapandığı için kendisini tutuyordu. Tabi tutmaktan kastı gözlerini dudağıma kilitlemek ve dizimde olan elini sıkmak.
Ama eminim ki ben adım atmadığım sürece bana asla dokunmayacaktı. Bu yüzden dudaklarına küçük bir öpücük koyduğumda dizimde tuttuğu eliyle beni kendi üstüne çekti.
"Dayanamayacağını biliyordum"
"Bunun eve gidişide var biliyorsun değil mi?
" Kötü mü? Beni daha iyi tanıyorsun"
Elimdeki kıyafetleri kenara atıp kollarımı ona sardım.
.....
Onun göğsünde uzanırken her şey nasılda anlamsız kalıyordu. Ya da hala bana kendisini tanıtmaması. Sanırım önümüzdeki 20 yıla onun neyi sevdiği falan öğrenirdim.
"Beni tanıdığını sandığından daha fazla tanıyorsun"
"Nasıl?"
"Zamanı gelince."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ECNADEYN
FantasyGeçmiş ve gelecek, aralarında bulunan zamanın kayıp insanları, kaybolan hayatlar, kaybolmak istenilen hayatlar, sessiz fırtınalar, öldüresiye nefret, nefretten doğan aşk, yüz yılları hiçe saydıran saniyeler, yıkılan imparatorluğun sebebi olan ve yen...