Düşünce

45 5 0
                                    

Uyandığım an aklıma dolan görüntüler yüzümü gülümsetse de Klaus'un yanımda olmadığını anlayınca hızla doğruldum. Pekala belim başta olmaz üzere her yerimin ağrıması normaldi hatta yatak kırılsaydı bunu da anlardım ama neden pencere kırıktı?

Yataktan çıkıp yerdeki kıyafetler giyilecek gibi değildi o yüzden Klaus'un tişörtlerinden birini bulup giydim. Camlara basmamaya çalışarak odadan çıktım sanırım avlanmaya gitmişti.

Sızlayan elimi daha fazla görmezden gelemeyip baktım. Elimin üstü morarmıştı. Banyoya girip aynanın karşısına geçtim. Dudağımın ortası yarılmıştı, omzundan başlayan ve özellikle sol tarafta belirgin olan kırmızı morluklar vardı, kalçalarımdaki kızarıklık şerit halinde aşağı iniyordu.

Vakit kaybetmeden banyoya girip duş aldım ve asıl amacım olan morlukları kapatmayı bitirdiğimde onun sesi kulaklarıma doldu.

Şortun üzerine tekrar onun tişörtünü geçirip banyodan çıktım.

"Nerina, neredesin?"

"Aşağıdayım Klaus, kahve ister misin?"

Kendi kahvemi hazırlarken cevabını beklemeden ona da hazırlamıştım. Ellerini karnımda birleştirdiğinde kalbim yine depar atmaya başlamıştı.

"İçebilirim sanırım"

"Ellerine ihtiyacın olacak"

"Yerini sevdiler"

Gülümserken nefesini boynuma verdiğinde ayrılmadan ona döndüm..

"Avlanmaya mı gitmiştin"

"Öylede denilebilir aşkım"

Kollarını çekip kahvesini aldı ve sandalyeye oturdu. Beni süzmesşne ve kapanmayan morluklara bakmasını zaten bekliyordum.

"Morlukları kapatmış olma ihtimalin nedir?"

Nasıl anladın anlamına gelen şaşkınlık bakışımdan sonra gözlerini işaret ederek vampirlerin ileri görüş yeteneğini söylemişti.

"Sence yaptığım şeylerin farkında olmayacak mıyım?"

"Farkında olmamandan değil kendini suçlamandan korktum."

"Nerina..."

"Sen sormadan söyleyeyim canım yanmadı ve yanmıyor"

"Hah, şuan bilemem ama gece yanmadığından eminim"

O kahkaha atarken ben kafamı sallayıp ona kaşığı fırlattım anında yakalamıştı.

"Dışarı çıkalım mı?"

"Yani gün boyu dalga geçeceğimi bildiğin için kamusal alana çıkmak istiyorsun. Takdir ettim."
"Ama işe yaramayacak"

"Evet sanırım öyle"

Daha fazla kızarmadan odama gidip bir şeyler giydim. Kıyafetleri seçerken Klaus'un benimle dalga geçmek yerine sinir olacağı bir şeyleri giydim.

"Üzerine bir şey almak istersen çekinme lütfen"

"Ben böyle iyiyim"

Onu beklemeden arabaya bindim. Geldiğinde dalga geçen yüzü giderek ciddileşiyordu.

"Nereye gidiyoruz?"

"Eve geri dönebiliriz"

"Hayır. Sahile inelim geçen sefer gösterdiğin tahta parmaklı kafe güzel duruyordu"

.......

Klaus herhangi bir şey içmemişti ama ben sayamadığım kadar limonata içmiştim. Etrafın kalabalık olması yavaş yavaş sıkıntı yaratıyordu dikkatini başka yere çekmek için oyun oynuyorduk  ama o insanların zihnini okuduğu için sürekli tetikteydim.

Tabi kıskançlık krizine giren tek kişi o değildi.

"Klaus etrafı izlemek yerine oyuna bak"

"Hangi düşüncenin kimden geldiğini anlamaya çalışıyorum"

"Biraz daha bakmaya devam ederse etrafa saçılacak kanın kimden geldiğini anlamaya çalışacaksın"

Bunu söylerken Klaus gibi olmasada insani olarak hırlamıştım ve yan çardakdaki kız bunu duymuştu.
Ben kızla bakışırken onun gözleri Klaus'un olduğu tarafa kaydığında bende döndüm. Klaus'ta kıza bakıyordu.

"Niklaus!"

"Efendim aşkım"

"Rahat rahat baksaydın ya istersen ben gidebilirim"

Klaus kıskandığımı anladığı için keyifliyken aniden arkada konuşan çocuklara döndü. Tepkisinden anladığım kadarıyla son cümlemle ilgili biri yanlış bir şey düşünmüştü.

"Klaus oyuna devam edelim. Hadi lütfen"

Yerine oturduğunda kısa bir an vampir yüzünü görmüştüm.

"Tabiki aşkım"

"Bu arada o kızı tanıyor musun?"

"Hayır"

"Gülerek söyleme inandırıcı gelmiyor"

"Hayatım bu kız 19 20 yaşlarında ben en son böyle insancıl yerlere geldiğimde sanırım Hitler hala liderdi"

"Kaç yaşındasın"

"600 den fazla"

Öylece kalmıştım teknik olarak bir cesetle birlikteydim.

"Bakışlarını kontrol etmelisin aşkım mide bulandırıcı olduğumu sanıyorsun"

"Sadece şaşırdım her gün 600 yaşından büyük  bir adamla birlikte değilim"

"Tamam bunun düşüncesi iğrenç işte"

Oyunu ben kazandığım an kağıtları masaya koydum.

"Beni kandırdın"

"Önemli olan sonuç. Ben kazandım, şimdi telefonunu alayım"

"Umarım kurcalayan kızlardan değilsindir"

"Klaus 19 yaşındayım aptal değilim"

"Ne yapacaksın çok merak ediyorum"

Telefonu uzatıp arkasına yaslandı. Bende boyunu ayarlayarak ikimizin fotoğrafını çektim.

"Bu tatlı"

"İstersen seni çekebilirim"

"pekala teşekkür ederim"
"Ama sen çok hızlı..."

Cümlem bitmeden fotoğraf hazırdı zaten neyseki güzel çekiyordu.  Hala incelerken elimden tutup yanına çekti hemen başımı göğsüne koydum.

"Eve gidince yemek yiyeceksin anlaştık mı?

" Evet "

Ben etrafı izlerken Klaus sadece çektiği fotoğrafıma bakıyordu.
Bense göğsüme sakladığım kolyeye.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ECNADEYNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin