Kırılma Noktası

47 3 0
                                    

Louis odanın kapısını aşırı hızlı bir şekilde açana kadar kaç saat burda öylece oturduğunu hesap edemedim. Ama geldiklerinde aşağıdan gelen seslerden anladığım kadarıyla Klaus çıkıp gitmek yerine bıraktığım şekilde öylece durmuş olmalıydı.

"Baba!" Cassie'nin hemen ardından Louis'in buraya doğru gelen adım seslerini duydum.

"Annem nerde?!" ve kapının açılmasından hemen önce kendimi banyoya attım. "Anne?"

"Burdayım Louis."

"Anne çıkar mısın?" aynada kısaca kendime baktım. Üstümde kurumuş kan lekeleri, boğazımda morluklarla kapıyı açmam söz konusu değil.

"Duş alacağım"

"Anne lütfen kapıyı aç!"

"Bekle bir saniye" kıyafetleri çıkarıp havluyu vücuduma sardım. Dağınık saçımı boynunu gizlenmesi için serbest bırakıp kapıyı hafifçe araladım. "Efendim canım?"

Gözlerindeki korku ve öfke yerini sakinliğe bırakınca gülümsedi. "Sen iyisin"

"Evet tatlım ben iyiyim ve izin verirsen suya girmem lazım" kapıyı kapatıp çıkmasını bekledim. Kalp atışı uzaklaşınca yere çöküp ağlamakla suyun altına girmek arasında kalmıştım.

Çocukların dikkatini daha fazla çekmeden önce temizlenip çıktım. Yaraların iyileşmesi için kan almam gerekiyordu. Efruz'u kucağıma alıp resim odasında kanı bardağa boşalttım.

İyileşmeye başlarken oğlumun küçük parmakları boynumda dikkatini çeken izler üzerinde geziyordu. "Annenin canı yanmıyor meleğim" Klaus'un girmesiyle bardağın dibini içip aşağı indim.

"Anne, biz yemeği hazırladık" Nim beni baştan aşağı süzüp yüzüne çokta gerçekçi olmayan bir gülümseme koydu.

"Ale'nin zehirlenmeyeceğinden emin misiniz?" daha gerçekçi bir gülümseme ile gözlerini devirdi.

"Anne sadece kızların yapsaydı cinayete teşebbüsten onları şikayet ederdim ama merak etme bende yanlarında durdum"

"Yardım etmek yerine sadece izlemek büyük başarı Louis" Cassie Efruz'u kucağından alıp mutfağa geçince bende peşinden gittim.

"Anne, Ale'nin de voleybol takımına girdiğini biliyor musun?" kan içtiğim için yemeklerşn tadı kötü geliyordu ama onların yanında durmak için kahve alıp sandalyeye oturdum.

"Öyle mi Ale?" gözlerindeki ışıltıyla bana döndü.

"Evet"

"Çok sevindim buna meleğim tebrik ederim "

"Teşekkür ederim anne" yanlış hatırlamıyorsam Ale uzun zaman sonra ilk kez bana anne demişti. Bunun kalbimi ısıtmasına izin verip göz kırptım. Masadan kalktığında ne yapacağını anlamamıştım  ama Klaus onu kucağına alıp oturunca babasına gittiğini anladım.

"Başaracağını biliyordum"

Cassie hariç hepsi aynı sohbeti babalarının zaten bilmesine rağmen yine de anlatıp soğukluğu almaya çalışıyorlardı. Kahveyi tazeleyip mutfaktan çıktım. Açık olan filmi izlemek istesemde en sonunda kendimi telefonda, fotoğrafların arasında gezerken bulmuştum.

"Neden geldiğimizde o haldeydin baba?" Cassie daha fazla dayanamadığı için sinirle sormuştu. "Saldırı mı?" telefonu kapatıp onları dinlemeye başladım.

"Hayır hayatım"

"O zaman ne? Neden burnun kanıyordu baba?"

"Cassie yaralı değildim. Avdan dönmüştüm sizde o an geldiniz, hepsi bu"

ECNADEYNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin