......
Odada Klaus'a yaklaşıp ben olduğuma ikna ederken elime tutuşturduğu şeyin ne olduğuna bakamamıştım. Ordan çıkarılırken Nim'in ellerindeki kelepçeyi havaya kaldırarak bana gösterdiğinide görmüştüm. Bunu diğerlerinin farketmemesi için dikkatimi üstüme çektim çünkü kelepçe açıktı. Odaya dönüp yalnız kaldığımda verdiği şeyin küçük bir bıçak olduğunu gördüm. Klaus bunu bana neden verdi ya da neden kendi kullanmadı bilmiyorum. Bildiğin tek şey fırsat bulup bunu Alec'e saplamam gerektiği.
....
Kumun üstünde uzanırken aklıma dolan bu anıyla Klaus'a döndüm.
"O bıçağı nerden buldun?"
"Salaklardan birinden" üstündeki parçalanmış gömleğini benim üzerime geçirip saçlarımı geriye attı."Bıçağı farketmeyeceksin diye korkmuştum"
"Ne için verdiğini bilmiyordum. Ya da neden senin kullanmadığını?" eliyle kolyeme dokundu. Onların kolyemi almaya çalıştığını hatırlıyordum. Ama bunu başaramazlardı.
"Ordan çıkmak kolaydı. Zor olan senin ve Nim'in güvenliğini sağlamaktı."
"Nim kelepçeler çmzmüştü. Neden bekledi? Onu kim aldı?"
"Sakinleş. Zihnini sürekli okuyordum bunu bildiği için yaptığı her hareketi benim kontrolümdeydi. Yani o zihninden yapmak istediği şeyi ve karşılığında benim vereceğim tepkiyi söylüyordu. Bazen yanlış bir şey yapmaması için duvardan ya da yere vurup çıkan sesle anlaşıyorduk. Çıktığında onu alan güvendiğim biriydi. Benim için zor olan sendin"
"Orda yaptığım şeyin... Demek istediğim yemek, kıyafet ve davranışlarım.. Yapmak zorundaydım. Başka türlü nasıl fırsat yaratabilirdim bilmiyorum"
"Biliyorum." elini bacağımdaki yaraya götürdü. Alec'in tırnaklarını bastırdığı yere. "Sonuçta sana dokunmadı değil mi?" Evet Klaus kıskançlığına başladığına göre iyileşmişti. Bizim orda olmamızdan kendisini suçlayacağını, bizi korumayadığını düşünmesi en başından beri koştuğum tek şeydi. Ama şuan yaptığı kıskançlık bile bunun yanında tatlı geliyordu." Dokundu mu? "
" Hayır!" ben kendi fikrime gülümsediğim için bunu yanlış anlamıştı. "Bu iz bıçağı görmesin diye uğraşırken oldu."
Elini ısırıp bana uzattığında bu yarayı görmek istemediği belliydi, bu yüzden hızla iyileşmesi için kendi kanını vermeyi bile kabul etmişti.
"Nerina iç, bu yarayı görmek istemiyorum." bileğinden süzülen kanı içerken ilk defa kendimi durdurmakta zorşanmıştım.
"Özür dilerim"
"Sorun değil. O yarayı görmek kadar acıtmadı"
İğrenerek bakması bana mıydı yoksa bacağıma mı anlamadım."Geçti. Klaus oraya nasıl geldik?"
"Nim okulunda birinin yardım çığlını duyup yanına gitmiş sonrasında burda uyandı."
"Ya diğerleri?"
"Okulda onları gözetlemek için bekleyen biri vardı. Eskş bir arkadaşım. Nim'in ortadan kaybolmasının ardından Louis ve Ale'yi hemen eve götürmüş."
"Ya Cassie?!"
"O sırada okulda değil yarışmadaydı. Alisa onu aldı." kumu eşelemeye başladı. "Bende Nim'in kaçırılmasının haberini alır almaz burda olduğuna dair mesaj aldım"
"Tuzak olduğunu biliyordun"
"Tabiki biliyordum. Ama eğer sadece kızımı alıp çıkarsam onlar tehlike yaratmaya devam edecekti. Hesaba katmadığım şey yine sendin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ECNADEYN
FantasyGeçmiş ve gelecek, aralarında bulunan zamanın kayıp insanları, kaybolan hayatlar, kaybolmak istenilen hayatlar, sessiz fırtınalar, öldüresiye nefret, nefretten doğan aşk, yüz yılları hiçe saydıran saniyeler, yıkılan imparatorluğun sebebi olan ve yen...