Sırlar Açıklanıyor - 1

50 3 0
                                    

"Yani o canavarların yanına mı?" Klaus'un bunu düşüneceğine inanmak istemiyorum. Onların neler yaptığını görmüştüm. Kızıma neler yaptıklarını.

"Annenin sana anlattığını sanıyordum"

"Annem onlar hakkında ne biliyor olabilir ki? Bunun önemi yok aslında Klaus sence kızıma o acıları çektiren şerefsizlerin yanında olma ihtimalim mi var?"

"Her şey değişir Nerina bazen zamanla, bazen bir insanla"

"Anneliğin değişen bir duygu olduğunu sanmıyorum Klaus! Bunu nasıl söylersin!"

Dikakalarca bir şey demeden ben ayakta o yerde öylece ateşe bakmıştık. Sessizlikten ve ayakta dikilmekten sıkıldığım için tekrar koltuktaki yerimi aldım.

"Benden ayrı rüyadasın Klaus dilerim bir gün uyanırsın bundan"

"Umarım düşüşüm çok sert olmaz"

"Bilmeden yaptığım bir şey mi var? Bu güvensizliğinin kaynağını oluşturacak bir şey"

Şimdi tekrar bana dönmüştü. Sonuçta yıllarca birlikte olmamıza rağmen hala biraz bile güvenmemesini başka şeye bağlayamıyordum.

"Hayır, Nerina bunda senin suçun yok"

"Karakterin mi böyle yani?"

"Böyle oldu diyebilirim." yanan ateşe rağmen üşüdüğümü hissedip kollarımı göğsümde bağladım. Nasıl olduğunu bile bilmediğim yüzlerce yıldır hayatta olan birinin benliğine dönüşmüş bu şeyi nasıl silebilirdim ki? Başkalarının hatalarından dolayı benim canımın yanması çok boktan.

"Parçalandığımı düşünüyorsun değil mi?"

"Hayır ama şimdi keşke sarıldığımda parçaların birleşse diye düşünüyorum" yüzüne düşen saçı geriye atıp elimi orda oyalamaya başladım.

"İşe yaradığını inkar edemem" O da benim gibi bağdaş kurmuştu ve elleri kucağındaydı. O an evde gördüğüm tırnak izlerini hatırladım.

"Resim odasındaki bar tezgahının üzerindeki tırnak izlerinin hikayesi ne?"

"İyi değil" ellerini kucağından alıp kendi dizime koyduğumda her zaman mükemmel olan tırnak kesiminde bu sefer bazı yerlerinde kırıklar vardı. "Düzeliyorlar... Her zaman düzelirler"

Ellerini çekmeye çalıştığında ben daha çok kendime çektim ama Klaus fazla baskı uygulamadığı için eliyle beraber onu da kendime çekmiştim. Şimdi dizlerinin üstünde ve burnumun dibindeydi.

"Kendine zarar verince amacın neyse artık... İşe yarıyor mu?"

"Dedi intihar etmeye meyilli kişi"

"Ve ekledi susuzlukla kendisini cezalandıran kişi"

Dudağının tekrar yukarıya kıvrılmasıyla ellerini serbest bırakıp dudağını kendime çektim. Kısa bir şaşkınlıktan sonra koltuğa kenarlarında olan ellerinden destek alarak koltuğa çıktı ama üstüme çıkmadan erken davranıp ben onun kucağına çıktım. Sanki dudağımı ondan çeksem tekrar sonu gelmeyen bir kavganın içine girecekmişiz gibi hissediyordum.

"Seni seviyorum" söylebilmek için başını geriye atması gerekti ama ben dudağımımı onun teninden ayıramadığım için bu seferki hedefim boynuydu. Ellerini nihayet belime koyduğunda o kadar sıkmıştıki morardığından emindim.

Ağrımaya başlayan bacaklarımı beline sardım. Dudağımı dinlendirmek için ondan çektiğim anda ne zaman açıldığını bilmediğim göğsüme yapışmıştı ama sadece kalp atışımı dinlediğini anlamam biraz zaman almıştı.

ECNADEYNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin