Nasıl?

43 4 0
                                    


Sevdiklerim uzakta olduğunda yaşadığım yer daha çekilmez oluyor. Sürekli bi huzursuzluk gerginlik hali oluyor üzerimde en güzel zamanda bile. Bir şeyin keyfini gerçekten alamıyorum. Kötü şeyleri sevdiklerimin yanında atlatmanın bile güzelliği varmış. Ait hissetmenin güzelliği.

Şuan bu boşlukta canımın yanmadığı bu ortamda ailemin benimle olmasını isterdim. Her şeye rağmen Klaus'un ve kızımın benimle olmasını isterdim. Ve büyük ihtimalle karnımdayken ölen bebeğiminde.

Kızım ve bebeğim. Yüksek bir binadan düşer gibi zihnimde yankılanan bu seslerle gözümü açtım.
Yatak odasındaydım ve etrafta kimse yoktu. Ayağa kalktığımda başımdaki beyaz sargıyı farkedip çıkardım. Dikişlerin olduğunu hissedebiliyordum.
Üzerimdeki elbiseden yuvarlanmış karnımı gördüğümde bebeğimin yaşadığını düşünsemde yaralarım bu haldeyken onun yaşaması çok zordu.
Peki bebeğim yaşamazken ben niye hayattayım?
Onu öldürüp nasıl hayatıma devam edebilirdim?
Yatağa oturup ses çıkarmadan ağlamaya başladım. Beni kim kurtardı ki? Neden ölmeme izin vermediler?

Onun sesini ilk duyduğumda, kafamın içindeki tüm sesler kesildi.

"Nerina"

"Nim nerde?"

"Burda, uyuyor"

"Onu görmem lazım"

Ayaklandığımda önüme geçmişti.

"Seni bu halde görmese daha iyi"

Elini yaralarıma dokundurduğunda daha önce bua cıları nasıl anlamadığımı düşündüm.

"Bunu neden yaptın?"
"Nim'i düşünmedin mi?, Karnındaki bebeği düşünmedin mi?"

"SENİN YÜZÜNDEN!"
"Kızımıza öldüğümü söyledin ve beni öldürmekle tehdit ettin orda kalmaya devam etseydim ömrümün sonuna kadar kızımı özleyerek ve bebeğimin babası tarafından nasıl öldürüldüğünü düşünerek geçirecektim. Delirmek üzereydim!"

"Sadece sinirliydim beklediğim bir şey değildi"

"Klaus beklediğin şeyler neler senin? Beni beklemiyordun, evlenmemizi beklemiyordun, kızımızı beklemiyordun herhangi lanet beklediğin ne var!"

"Nerina..."

"Ölmeme izin vermeliydin"

"Bunu yapamam"

"Senin yüzünden bebeğimi öldürdüm, onu kaybettim."

Dudağımdaki dikişler sızlamaya başlamıştı.

"Onu kaybetmedin Nerina, o hala yaşıyor kalp atışını duyuyorum"

Bazen bişeylerin olmaması belki olmasından iyidir. Sanırım biraz da böyle kandıracaktım kendimi. Ama şimdi karnındaki bebeğin yaşıyor oluşu her şeyi değiştiriyordu.

"Nasıl?"

"Sanırım o an senden beslenmek yerine sana güç vermiş ya da yaralarını daha hafif hale getirmiş"

"Teşekkürler Tanrım"

"Bu kanı iç sabaha kadar seni toplar"

"Hayır"

"Nim seni böyle görmemeli"

"Senden nefret etmesinden mi korkuyorsun? Hayır asıl sorun bu değil sen bana bakmaya dayanamıyorsun çünkü sebebinin kendin olduğunu biliyorsun. Sen pişman olduğunu, hata yaptığını ya da özlediğini kendine bile söyleyemeyecek kadar gururlusun. Bak bu gurur seni öldürür Klaus! "

" Doğru! Tamam mı istediğin itiraf bu mu? Şunu da al o zaman hayatım boyunca gerçekten değer verip sevdiğim ve karşılığında gerçekten sevildiğim tek kişinin benden gitmesine dayanamam oldu mu?! "

Konduramadığım davranışlar onun karakterinin parçasıydı değişmeyecekti daha iyi biri olmayacaktı ama bende kendimi sürekli kaçtığım şeye doğru koşarken buluyorum. Sanırım sonunda hepimiz olduğumuzu sandığımız kişilerden farklıyız.

" Seni bırakmayı, ayrılmayı bir an olsun aklımdan geçirmedim Klaus sadece bana güvenmeni istedim"

"Sana canımı emanet edecek kadar güveniyorum"

"Ama sana sadık kalacağıma güvenmiyorsun"

"Senin bana sadık olacağını düşünüyorum ama sürekli yapma dediğimi yapıyorsun"

"Harika yine ben suçlu oldum öyle mi?"

"Nerina, gençsin, güzelsin ve bulunduğun yere mutluluk getiriyorsun bir gün daha iyi bir seçenek karşına çıktığında ya pişman olursan ya...."

"Ya seni bırakır gidersem mi?"

Gözleri dolu halde bana bakarken kafasını çevirdi.

"Bir nefeslik kokuna son nefesimi veririm Klaus, sen hala başka seçeneklerden bahsediyorsun."

Bana verdiği kanı içtim ilk defa midem bulanmamıştı aksine tatlı gibi gelmişti.
İçtikçe ağrılarım azalıyordu dudağımdaki ipleri söktüğümde yaralarımın geçtiğini anladım.

"Hadi gel kızımızı gör"

"Ne kadar zamandır uyuyorum?"

"Nim artık 10 yaşında"

"Bekle kan içti mi?"

"Biz seninle ilgilenirken biraz kaçamak yapmış"

"Tanrım"

İlk dikkatimi çeken saçlarıydı sarısı gitmiş kızıla dönüyordu ve boyu uzundu.

Uyandırmamaya çalışarak onu öptüm.

Odadan çıktığımızda güneş yenş yeni doğuyordu ve evde başka kimse yoktu.

"Burası neresi?"

"Eski evimizden uzaktayız hayatım"

"Bebek hayatta değil mi?"

"Evet hemde ablasından daha güçlü kalp atışı var"

"Ablasından?"

"Yaşça büyük olan abi ya da abla oluyor hayatım"

"Gerçekten mi ben bu bilgiyi nasıl bugüne kadar öğrenemedim"

"Dalga mı geçiyorsun?"

"Sence? Benim demek istediğim şey en son onu kabul etmemek için direniyordun"

"Hatırlatmasan olmaz mı? Çünkü o günü unutmamak için fazlasıyla sebebe sahibim"

İlk defa gözlerinde suçluluk görmüştüm.

"Kaç gün demiştin?"

"10 gün olmuştu bugün"

"Nim gibi mi olacak yani kendimi iyi hissediyorum?"

"Bilmiyoruz hayatım ama kanını seni hayatta tutmak için vücuduna karıştırdığına göre Nim kadar zorlamayacak çünkü kendine yetecek kadar kanı sanırım zaten var."

"İlk zamanlar mide bulantısı gerçekten efsane değilmiş"

"Olivia senin için bir içecek hazırlamıştı"

O içeçeği almaya giderken bende kendisine koyduğu bardaktaki kanı içtim ve geri yerine koydum.

ECNADEYNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin