Annemi eve bırakmak Klaus açısından beklediğim gibi kötü karşılanmamıştı ama Efruz için aynı şey geçerli değildi. Kontrol etmek için odaya girdiğin andan itibaren ayrılmama izin vermediği için bir saattir onu sakinleştirmeye çalışıyordum.
"Kız kardeşlerini denedin mi?" Klaus benim aksime eğlenerek onun küçük ellerini öpünce hırladım.
"Klaus kardeşleri dahil dışarda sesi merak edenleri bile denedim ama hayır. Sakinleşmiyor, sakinleştiği kısa bir an sinirli sinirli nefes alıyor."
"Önce senin sakinleşmen lazım bence..." rahatça sandalyeye oturduğunda bir kez daha hırladım. "Ama o sakinleşmeden sen de sakinleşmiyorsun. Anladım."
"Neden böyle yaptığını anlamıyorum ve bu beni geriyor."
"Pekala, sana iyi eğlenceler..." kapıyı büyüyle kapatıp bana dönmesini bekledim.
"Sen nereye gidiyorsun?"
"İşlerime ara vermek istedim ama gördüğün gibi onlar beni bırakmıyor. Gidip bakmam lazım."
"Bu da senin işin, al buna bak." Efruz'u ona vermek için uzattığımda hızla geriye çekilip hayır anlamında başını salladı. "Ayrıca o isimlerin yanına gidecektik!"
"Burda durup ağlayan bir bebeği susturmaya çalışırken onları öldüremem ya!"
"O zaman ağlayan bebekte bizimle geliyor"
"Nerina saçmalama lütfen, oğlumu bir kez daha oraya götürür müyüm sence?" yanımıza gelip havadaki parmaklarını tuttu. "Başka zaman ilgilenirim çünkü ben yapmadığım sürece onların hemen ölmeye niyeti yok."
"O halde işlerine ara verme planına devam et" bir süre kararsız kalıp gözü biz ve kapı arasında gidip gelsede ansızın kaçmaması için ceketini tuttum. "Annem diğerleri ile ilgilenir" bununla beraber arsızca gülmeye başladığında gözlerimi devirip beni öpmesine izin verdim. "Boşuna azma çünkü aramızdaki sinir küpü de bizimle gelecek."
"Biraz büyüyle onu sakinleştirmenin zararı olmaz." Bunu yapabiliyorum ama şimdiye kadar bana söylememişti öyle mi?
"Bunu şimdi mi söylüyorsun?"
"Biliyorsun sanıyordum." O da benim kadar şaşkındı. Gerçekten benim canla başla büyü öğrendiğini falan sanıyordu.
"Öyle bir şey olduğunu bile bilmiyordum, nasıl yapacağım?"
"Zaten sözlere ihtiyacın olmuyor ama yine de aklında bulunsun srepto. Daha sonra bir kez dokunma yetecektir." yüzüğü çıkarıp Efruz'a dokunacakken vazgeçtim.
"Bu canını yakar mı?"
"Hayır."
"Emin misin? Biraz daha kucağımda dursa susacak gibi sanki." Ama oğlum bunun yalan olduğunu söyler gibi bağırınca elimi yanağında gezdirip büyüyü yaptım. Sakinleşmek yerine gözleri yavaşça kapanmıştı. "Ne oldu?! Neden uyudu?!"
"Sakin ol o daha bebek, uykuya ihtiyacı varmış o yüzden uyudu."
Uyanması için biraz sarsıp yüzünü öptüm. "Neden uyanmıyor?" kucağımdan alıp beşiğine bırakınca tekrar almak istedim ama engelledi. "Klaus onun uykusu çok hafif ama kalkmadı!"
"Çünkü büyüyle uyudu, Nerina inan bana normal" güven verir gibi bana gülümseyip onun yanağına dokundu. "Hadi çıkalım."
Aklım bebeğimde kalsa da kabul edip aşağı indik. Çocukların evden çıkmaması ve sürekli Efruz'u izlemelerini söyleyip annemle Klaus'un birbirinin boğazlarına saldırmadan önce dışarı çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ECNADEYN
FantasiGeçmiş ve gelecek, aralarında bulunan zamanın kayıp insanları, kaybolan hayatlar, kaybolmak istenilen hayatlar, sessiz fırtınalar, öldüresiye nefret, nefretten doğan aşk, yüz yılları hiçe saydıran saniyeler, yıkılan imparatorluğun sebebi olan ve yen...