O günün üzerinden neredeyse bir yıl geçmişti. Sorunsuz ve güvenli bir yıl.
İkizler ilk defa kar görmüştü, Louis bundan nefret etmişti ama Cassie o kadar çok sevdiki neredeyse kış boyunca eve girmedi. Doğum günlerinin kutlanmasını yaşıtları çocuk olmadığı için evde değil bir sahil kafesinde yapmıştık. Tabi erkek çocukların kızların etrafında dolanması kaçınılmaz olmuştu ve bu durumda Klaus'un çıldırması da. Bu yüzden Cassie'yi kelimenin tam anlamıyla erkek gibi büyütmeye başlamıştı, Ale için ise onun yaşına uygun temel eğitim vermeye başladı.
Louis ise... gelecekte çok canlar yakacağı belliydi. Arkamı her döndüğümde farklı kızlarla konuşup gülüyordu. Ve onu rezil etmemem için benden kaçmaya çalışıyordu. Hatta bana bunun için rüşvet vermeye bile kalkmıştı. Babası ile dışarı yalnız çıkacağı zaman güvenmediğim kişi kocam değil oğlum. Yakında eve kız arkadaşlarını çağıracağını söyleyip duruyor. Cassie bu konularda babasının izinden gidiyordu. Kendisine kim yaklaşsa onları ürkütüp kaçırıyordu. Sadece Louis ve Ale ile oynamak onun için yeterliydi. Ama voleybola olan ilgisi onu bir parçada olsa insanlarla iletişim kurmaya mecbur etmişti.Ale ise ilk defa kışı evin içinde, sıcakta ve sevilerek geçirmişti. Tedavisi başarılı şekilde ilerliyordu. Yeni yıla girerken Louis'in onu kucağında baygın getirmesi bu yıl yaşadığımız tek korkunç şeydi. İlaçları ona ağır gelmişti. Ama 2 3 gün hastanede kalıp eski hayatına geri dönmüştü. 5 yaşına girmişti ve evde diğerleri gibi eğitim alıyordu. Ama onun için okul en mantıklı olanıydı. Hatta hepsinin kan içmediği için büyümeleri yavaşladığı için güvenli bir okula gitmelerini istiyorduk. Yani sadece ben istiyordum ama çocuklarda destek verince Klaus 5 aydır onlar için okul arıyordu.
Nim ise kardeşleri gibi kan yasağına uymuştu. Her genç kız gibi zamanın çoğunu kendisiyle ilgilenerek ya da Yul ile konuşarak geçiriyordu. Klaus onları kabul etmişti ama hala yalnız kalmalarına müsaade etmiyordu.
Dışarıda bazen bana anne dediğinde insanlar garip bakıyordu. Bu yüzden birlikte dışardayken seslenmemek için kendini tutuyor ya da adımı söylüyordu.Klaus hepsine ve bazende bana savunma sanatlarını öğretmeye başlamıştı. Ben bu konuda en tembelleri olduğum için sadece izlemek istiyordum. Bu yüzden Klaus onlardan sonra benimle tekrar eğitim yapıyordu. Louis'in kılıç olarak kullandığı sopayla hepimize eğitim vermişti ama bu konuda başaralı olan sadece ikizlerdi. Nim ve ben sadece ok atmayı seviyorduk. Ben tamamen hoşuma gittiği için yapıyorum ama Nim gerçekten bu konuda iyiydi. Ale ise fiziksel kavgaları yeni öğreniyordu.
Ben ve Klaus ise.... Gözle farkedilmeyen çok fazla şey vardı. Özellikle ne zaman başvurduğumu bile hatırlamadığım üniversite başvurusunu öğrendiğinde. Kabul edilmiştim. Ve bu günlerce sürecek bir kavganın fitili olmuştu. Aslında gitmek gibi bir niyetim yoktu ama Klaus buna kendisi karar vermeye kalktığında tamamen inat için gideceğimi söylemiştim. Çocukların yanında normal davransakta o kulube artık kavgahane olmuştu. Dikkatimden kaçmayan şey ise Klaus artık biz ie karşı daha acımasızdı. Yani sadece bana karşı. Çocuklarına olan merhameti benden daha fazlaydı.
Ben ise... Kendim olmaktan çok uzaktayım. 4 yıl önceki o kızdan çok çok uzakta. Ne gerçeğimden memnunum ne de gerçeğimi değiştirebiliyorum.
O küvette uyandığım günden beri bir daha hiç uyumadım. Çünkü içim, uygun bir saatte uyuyabilecek kadar huzura kavuşmadı henüz. Gecelerin olmasını korkarak bekliyordum. Çünkü ya Klaus ile kavga ediyorduk ya da ruhsal bunalımlar geçiriyordum. Güvendiğim, inandığım kitaplardan bir cümle bile bu batış sırasında yardımıma gelmiyordu. Bitirdiğim çoğu kitabın ne anlattığını bile bilmiyorum.Sanırım beni mutlu eden tek gece kavga ettikten sonra Klaus'un sarhoş olmayı başaracak kadar çok içip resim odasında bana kurduğu o cümleyi duyduğum gece. "Seni saklayacağım yazdıklarımda, çizdiklerimde, şarkılarımda, sözlerimde." sonrasında ise eski haline dönmüştü sonuçta kendini kandırmayı başarmış birinin sözleri, sizi de kandırabilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ECNADEYN
FantasiaGeçmiş ve gelecek, aralarında bulunan zamanın kayıp insanları, kaybolan hayatlar, kaybolmak istenilen hayatlar, sessiz fırtınalar, öldüresiye nefret, nefretten doğan aşk, yüz yılları hiçe saydıran saniyeler, yıkılan imparatorluğun sebebi olan ve yen...