Gözlerimi açtığım da gelen sesler yüzünden hızla doğrulup etrafa baktım.
"Hadi ama daha iyisini yapabilirsin!"
"Eğlenmeni bitir de git artık"
Tekme sesinden anladığım kadarıyla bu Klaus'u.
"Sanırım birileri uyandı, günaydın Nerina" parmaklıkların arasından kanlı ellerini uzatıp gelişi güzel salladı. "Adının diğerine benzemesi sence de güzel ironi değil mi?"
"En azından bu seni sevmiş Niklaus" yerden sürünerek parmaklıklara sırtını yasladı. "Ama sonunda o da gerçek yüzünü görmüş, bence bu da güzel ironi" yüzüne inen yumrukla bir an kafatasının parçalanacağını sanıp hızla yanına gittim. Demire yapışmış kafasından akan kanları görebiliyordum.
"Tekrar söyle!"
"Seni kör çocuk, seni dünya üzerinde seven herkesi kendine düşman yapmayı başarıyorsun"
"Amcalık duyguların mı kabardı?" hava tuttuğu elini indirmeden önce dalga geçer gibi sormuştu.
"Ben her zaman senin amcandım ve ne kadar kabul etmesen hep öyle kalacağım, bunu değiştiremezsin"
"Arkamdan iş çevirirken de amcam mıydın?! Karımı yatağına aldığında da öyle miydin?!" Ben daha elimi uzatamadan bir yumruk daha atmıştı.
"Klaus! Dur artık!" bakışlarını bana çevirdiğinde kokruk geri çekilmek istesemde elimi Halbert'ın kafasında akan kandan çekmedim.
"Uyuduğunda daha katlanılır oluyorsun, geri çekil"
Boğazını tutacağı sırada ondan çevik davranıp onun kanının bulaştığı ellerimi zincirlerim izin verdiği kadar boynuna sarıldım. Gözlerindeki öfke yerini nefrete bırakırken ellerimin üstünde titre yen parmakları hissettim. "Nelina sana sadık kalmadıysa bunun suçlusu amcan değil"
"Bu gerçeği değiştiremezsin" Halbert bunu benim için mi yoksa söylediğim şey için mi söylemişti bilmiyorum ama Klaus'un bakışları benim seslice yutkunmama sebep olmuştu. Karanlığın ardında durmuş, bana çelik gözleriyle bakarken kendi bu cehennemden nasıl kurtaracağımı bilmiyordum.
"Ne var biliyor musunuz? Ben size çok bile sabrettim!" bir anda kendimi karanlıkta duvara çakılı bulunca çığlık attım.
"Niklaus kızı rahat bırak!" refleks olarak sese bakmak isterken çenemi tutup engelledi.
"Klaus"
"Bana o şekilde seslenme!" acıdan dolayı akan gözyaşımı dudaklarımın içine çektim.
"Onun gibi birini sevdiğin için kendini suçalama Nerina, gücü çok olanın patavatsızlıkları da çok oluyor"
"Sen kes sesini!" ona bağırırken sinirle boynumu öpmeye başladığında canım daha çok yanmıştı.
"Yapma! Çekil üstümden!" boğazımdan elini çekip badnımdan daha çok duvara bastırınca göğsünden itmeye çalıştım. "Bu kadar alçak olamazsın çekil dedim!"
"Hayatım ben alçak değilim, iyi eğitilmiş alçağım" köprücük kemiğime dudaklarıyla bastırırken tek elini göğsüme atında kolumu boynuna dolayıp zincirle boğazını sıktım.
İşe yararamasını beklemiyordum ama bir anda nefessiz kalıp ellerini benden çekmişti.
"Seni uyarmıştım!" daha çok sıkıp iteleyince parmaklarını koluma koydu ama gücü yokmuş gibiydi. Gözleri dönmeye başladığında bir anlık merhametle ellerimi çektim. Kendini kenara atıp birkaç kez ökdürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ECNADEYN
FantasiaGeçmiş ve gelecek, aralarında bulunan zamanın kayıp insanları, kaybolan hayatlar, kaybolmak istenilen hayatlar, sessiz fırtınalar, öldüresiye nefret, nefretten doğan aşk, yüz yılları hiçe saydıran saniyeler, yıkılan imparatorluğun sebebi olan ve yen...