Sabah gün doğarken eve gelmiştik. Klaus hızla kendini banyoya atıp temizlenmeye başlasa da ben sadece dinlenmek istiyordum. Çocukların telefonlarında gereksiz yere kurulan alarmları duyduğumda sesten rahatsız olsam da asıl korkutan şey duymamam gerektiğini hatırlamaktı.
Yataktan hızla kalkıp çekmecelere saklanmış ilaçlardan birkaçını hızla kafama diktim. Ne olduğunu bile anlamadığım bir olay yüzünden bebeğimi kaybetme düşüncesi beni ele geçirmeden tekrar kendimi yatağa attım.
"Klaus" Her ne kadar yorgunluktan sesim fısıltı gibi çıksada onun duyduğundan emindim.
"Evet"
"Bebeğin kalp atışlarını duyuyor musun?" su sesi kapatıldığında onun dinlediğini anladım ama hemen cevap vermemesi benim kalp atışımı artırmıştı.
"İlacı içmedin mi?" aceleyle beline doladığı havluyla yatağa oturup elini karnımda gezdirdi.
"İçtim yani az önce 3 tane birden Klaus duyuyorsun, değil mi?!"
"Endişelenme zayıf ama giderek artıyor daha dikkatli olman lazım" hafifçe gülümseyerek bana bakınca bende rahatça nefes aldım.
"Tanrıya şükür"
"Anne baba odada mısınız?" Nim'in sesi ile hafifçe ayaklandım ama Klaus tekrar durdurdu.
"Temizlenmen lazım bu şekilde çıkarsan korkarlar" tekrar yatağa oturunca Klaus kapıya yöneldi. "Kapı açılmadığı sürece de bizi duymazlar."
"Baba, neden kahvaltıya inmiyorsunuz?"
"Bugünlük böyle olması lazım güzelim"
"Neden?"
"Nim bunu siz eve geldiğinizde konuşalım"
"Annem nerde?" sesi titrediğinde hızla cevap verip rahatlamasını sağladım.
"Burdayım tatlım sadece...dinlenmeye ihtiyacım var"
"Pekala biz birazdan çıkacağız"
"Tamam güzelim" kapının kapanma sesiyle kendimi zar zor banyoya attım. Omuzlarımda ve diz kapaklarımdaki morlukların çoğu sönmeye başlamıştı ama yeni oluşmaya başlayanlar ilaç yüzünden iki kat daha fazla canımı yakıyordu. Arabada farkettiğim daha doğrusu Klaus'un farkettiği ve öylesine sardığım ok yaraları ise bir an önce düzgün bir bakıma ihtiyacım olduğunu söylüyordu.
Kurulanmaya başlarken düşmelerden dolayı dudağımın ortadan patladığını gördüm. Elime geçen kremlerden sürüp banyodan çıktım.
"Bunları içmen lazım" Klaus'un gösterdiği bardakları koklayınca biraz geri çekildim.
"Hayır"
"Nerina hem enerjini toplaman hem yaraların için"
"Belki daha sonra" üzerime bir şeyler geçirip yatağa uzandım. "Ama şimdi dinlenmem lazım ve dinlemem"
"Beni mi?"
"Hı hı"
"Hangi konuda?"
"Havadan sudan bahsedebilirsin, borsadan çok anlamam ama dinlerim istersen siyasette konuşabiliriz, kitap ve TV programı tartışabiliriz,ya da.... Dün gece neler olduğunu anlatabilirsin" kafasını kaldırıp tavana bakmaya başladığında kaçmaması için bileğini tuttum. "Kendi hayatım umrumda değil ama bebeğimizin hayatını ne için tehlikeye attığımızı bilmek benim de hakkım"
"Nerina..."
"Sakın sonra konuşalım gibi şeyler söyleme!"
"Bir hafta"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ECNADEYN
FantasyGeçmiş ve gelecek, aralarında bulunan zamanın kayıp insanları, kaybolan hayatlar, kaybolmak istenilen hayatlar, sessiz fırtınalar, öldüresiye nefret, nefretten doğan aşk, yüz yılları hiçe saydıran saniyeler, yıkılan imparatorluğun sebebi olan ve yen...