Bağırmalar ve zinciri çıkartmak için uğraşmalarla geçen zamanın sonunda nihayet Klaus odaya girmişti.
"4 kat aşağıdan bile sesin duyuluyor, ne diye bağırıyorsun? Her zaman vampir hızıyla ansızın belirdiği odaya sanki bileklerimdeki zincir onun ayağında takılıymış gibi yavaş adımlarla gelmişti.
"Kızımı buldun mu? Burda mı?"
"Belki evet belki hayır" ona doğru atıldığımda zincir beni geri çekti.
"Ne demek bu? Burda mı değil mi?! Ne yaptın ona?!"
"Şehirde yaşayan çok fazla güzel sarışın varmış sayende öğrenmiş oldum" sandalyeyi karşıma çekip oturdu. "Bu yüzden geç kaldım zaten" gülümsediğinde bir kez daha atılıp geriye çekildim.
"Kızını arıyorsun aşağılık!"
"Laflarına dikkat! Kızın burda değil"
"Sen onun neye benzediğini bile bilmiyorsun! Bırak beni ben gidip bakayım"
"Nerina yanlış anlaşılmasın diye açıklama yapıyorum hiçbirinin adı Cassie bile değil. Ayrıca ben onu tanımasam da o beni tanırdı, değil mi?" bu konuda haklıydı geldiğinden beri tuttuğum nefesi bırakıp cama yaslandım. "Gelelim sana, yukarıda ne işin vardı?"
"Dedim ya! Bebek sesi duyup gittim ve sonrasında Nelina'nın oğlu olduğunu öğrendim."
"Yani onu alıp onlara vermeyecektin?"
"Onlarla anlaşma yaptığımı falan mı sanıyorsun? Kardeşlerimi öldüren hayatımı mahveden bir kadınla?"
"Ya da Silaas"
"Ondan daha çok nefret ediyorum!"
"Ya da Halbert"
"O ne alaka?" adını duyduğumda şaşırmıştım. Geldiğimden beri onu hiç görmemiştim.
"O Nelina'nın olan her şeye severek sahip çıkar, buna da başkasından olan çocuğu da dahil"
"Onu hiç görmedim ayrıca babası kim?"
"Silaas. Öyle olduğunu düşünüyorum en azından açıkçası yattığı adamların listesini takip edemiyorum"
"Umrumda değil. Çöz şunları artık" bilekerimden derim soyulup kan akmaya başlamıştı. "Hey! bakmayı bırakta aç şunları"
"Hayır, bu şekilde daha güzel" sandalyesini iyice yaklaştırdığında tekme atmamak için kendimi zor tuttum.
"Ne yapacaksın? İzleyip tatmin olmayı mı planlıyorsun?"
"Üstündekini çıkarırsak neden olmasın?" elini elbiseye uzatınca kenara çekildim.
"Siktir git!"
"Sakin ol, istediklerimi yaptığın zaman açarım"
"Ne istiyorsun?" gözlerini tepeden tırnağa üstünde uzun süre gezdirince tekme atmak için ayağımı kaldırdım ama vampir hızıyla tutup havada olan ayağımı kendine çekti.
"Sana kucak dansı yapmayacağım!" ayağımı geri kendime çekerken o da kendini bana iteleyince sırtım cama, o bana yapıştı. "Çekil üstümden!"
"Sen diyene kadar istediğim şey o değildi ama önceliği ona da verebilirim, zincirler kalsın mı?" öpmesine izin vermeden kafamı çevirip itmeye çalıştım.
"Beni rahat bırak!"
"Beni itmeye çalışman pek yardımcı olmuyor, çünkü tam olarak bendeki etkisi şu" tuttuğu bacağımı bırakmadan yüzümdeki elini belime indirip kendine çekip hafif inledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ECNADEYN
FantasyGeçmiş ve gelecek, aralarında bulunan zamanın kayıp insanları, kaybolan hayatlar, kaybolmak istenilen hayatlar, sessiz fırtınalar, öldüresiye nefret, nefretten doğan aşk, yüz yılları hiçe saydıran saniyeler, yıkılan imparatorluğun sebebi olan ve yen...