"Başka bir yol yok mu?"
"Her zaman başka bir yol vardır Nerina ama zaman buna engel olur." hala gönülsüz olduğumu anladığı için sıkıntıyla nefes verdi.
"Nerina böyle bir durumla ilk kez karşılaştım ve bu aklıma gelen tek tedavi ama istersen kitapları karıştırıp tehlikeli insanlarla konuşabiliriz"
"Tehlikeli insanlar mı?" başka yollarında olduğunu anladığım için sevinsemde başımıza yeni bir bela almaya ihtiyacım yoktu.
"Evet. Bilirsin işte bu konu hakkında fikir yürütebilecek karanlık kişiler"
"Pekala önce kitapları deneyelim."
"Güzel. Evinizde var mı?"
"Evde çok fazla kitap var, ne tür bir şey arıyoruz?"
"Şifalarla alakalı olmalı" Sanki anlamam lazımmış gibi bakıyordu.
"Onlar neye benziyor?"
"Tamam şöyle yapalım ben seni arayacağım..." Klaus'un telefonunu arayı cevapladı "Ve burdan sen kitabı tarif edeceksin ben de ihtiyacımız olup olmadığına karar vereceğim" telefonu bana uzatınca fikir aklıma yatmıştı.
"Sonra?"
"Sonra sakin bir yerde onları inceleyeceğiz"
"Nasıl? Klaus'u yalnız bırakamam. Şu an bile yanında olmam lazımdı."
"Merak etme sensiz 2 dakika daha dayanabilir. Bunu al. İçeceği bir şeye karıştır hepsini içtiğinde emin ol bu bize 2 3 saat verir" bana uzattığı mor renkli kutuya baktım.
"Tedavi aradığımız kocama daha fazla uyusun diye ilaç mı vereceğim?!"
"Klaus seni 2 3 saat dışarda bırakır mı sence?"
"Haklısın" geçmem için önümden çekilince bende hızlı adımlarla eve girdim. Ale mutfakta bir şeyler atıştırıyordu.
"Merhaba tatlım. Ablan ve baban nerde?"
"Merhaba, yukardalar" Onu öpüp kan torbasını çıkardım ve Ale'nin görmediğinden emin olup ilacı çıkarttım. Şimdi bundan kaç tane atmam gerekiyordu. Cebimdeki telefonu çıkarıp yavaşça ağzıma yaklaştırdım.
"Kaç tane?"
"Bir tane yeterli"
Kanın içinde eridiği anda odaya çıktım. Cassie hala babasının başındaydı. Klaus ise uyuyordu.
"Cassie, babana bunu içirmeliyiz"
"Ama uyuyor"
"Ben gittikten sonra beslendi mi?"
"Hayır ama uyanıp 2 defa kan kustu" yerde oluşan ve silinmesine rağmen hala orda duran kanı gösterdi.
"Evet bu iyileştiği anlamına geliyor. Şimdi bunu içirmemiz lazım" Klaus'u uyandırmaya çalıştığımda kendiliğinden kalkmıştı. Açlığına denk geldiğim için şanslıydım.
"Neredeydin?"
"Yürüyüşe çıkmıştım. Kafamı dağıtmak için" balını sallayıp geriye yattı. Uyumamıştı ama birazdan uyuyacak gibiydi.
"Cassie biraz daha kalabilir misin? Nim ve Louis'e bakmam lazım"
"Tabiki anne."
Odadan çıkıp kütüphane olarak kullandığımız odaya girdim.
"Alexandre duyuyor musun?"
"Evet dinliyorum. İçti mi?"
"Evet. Şimdi bana neye bakmam gerektiğini söyle"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ECNADEYN
FantasiGeçmiş ve gelecek, aralarında bulunan zamanın kayıp insanları, kaybolan hayatlar, kaybolmak istenilen hayatlar, sessiz fırtınalar, öldüresiye nefret, nefretten doğan aşk, yüz yılları hiçe saydıran saniyeler, yıkılan imparatorluğun sebebi olan ve yen...