"Anne sence bu nasıl?"
"Daha önceki 87 kıyafetin gibi. Gereksiz"
"Anne"
"Nim okulda giyeceğiniz şey bir üniforma. Bunlar değil" elindeki şort takımını diğer tarafında abukunan küçük kıyafet tepesine fırlattı.
"Ama o kıyafetler çok çirkin" eliyle asılı duran formasını gösterdi.
"Belki biraz dokunuş yaparız"
Hayalindeki neydi bilmiyorum ama üzerine farklı bir hırka giydirdiğimde yüzü asık teşekkür etmişti.
Ordan çıkıp ikizlerin yanına gittim. Cassie sorunsuz bir şekilde hazırlanıp Ale ile yatakta oturmuş, saçlarını yapmaya çalışan Louis'i izliyorlardı."Louis saçların çok iyi duruyor oynamayı bırak artık"
"İstediğim gibi olmuyor anne" omuzlarını sıkıntıyla indirip yanıma geldi. Tarakla göremediği yerleri düzeltip tamamen dağınık kıyafetini topladım.
"İşte oldu"
"Teşekkür ederim annecim"
"Aynaya bakmak ister misin?"
"Hayır sana güveniyorum"
Onu kucağıma alıp etrafında dönderdim.
"Herkes aşağı arabaya, bende hemen geliyorum"
Onları hazırlarken kendimi unuttuğum için son dakikaya kalmıştım ve gitmemi istemeyen Klaus sürekli acele etmemi istiyordu.
"Sizin üniformanız yok mu?"
"Sormadın sayıyorum"
"O kıyafet olmaz" elimden gömleği çekip karşıya atmıştı. Üstelemeden başka birini aldım.
"O da olmaz" yine çekip almıştı.
"Klaus!"
"O hiç olmaz!"
"Neden? Bence güzel duruyor hem hiç giymedim bunu"
"Tamam geldiğinde evde giyersin"
Gözlerimi devirip daha uzun bir elbise aldım.
"O da olmaz."
"Bu kısa ya da açık değil!"
"Değil ama sana çok yakışıyor"
"Pekala buraya gelip sen seç"
Dolabın önünden çekildim ve verdiği şeyleri alıp giydim. Yaz gününde kazak ve bol pantolon.
"Teşekkür ederim Klaus ordan da sinir hastalıklarına kaydımı yaptırırım."
Makyaj masasına geçerken beni kucaklayıp arabaya getirmişti.
"Makyaj yapmana izin vereceğimi gerçekten düşündün mü?"
"Sen zaten güzelsin annecim"
"Teşekkür ederim aşkım" camdan uzanan oğlumun ya karını öpüp öne oturdum.
En azından yanıma toka alabilmiştim.
"Anne istersen bunları kullan"
Nim'in uzattığı küçük makyaj çantasına bakarken Klaus hızla onu elinden alıp camdan attı.
"Gösterdiğin için teşekkür ederim meleğim"
"Baba!"
"Bir daha görürsem bu sefer hepsini yakarım"
Saçımı toplayıp arkama yaslandım. İlk önce çocukları bırakmıştık. Klaus'un sürekli etrafı tarayan gözleri, onları bırakmasını bekleyen çocuklarla buluşunca gülümseyip ellerini onlardan çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ECNADEYN
FantasyGeçmiş ve gelecek, aralarında bulunan zamanın kayıp insanları, kaybolan hayatlar, kaybolmak istenilen hayatlar, sessiz fırtınalar, öldüresiye nefret, nefretten doğan aşk, yüz yılları hiçe saydıran saniyeler, yıkılan imparatorluğun sebebi olan ve yen...