"Onları öldürür"
"Ama bu bir ihtimal sadece"
"Peki kan içmeyi bırakırsam?"
Klaus sıkıntıyla nefes verdi. Kafasının içindeki seslerden rahatsız oluyordu belliydi.
"Senden beslenmeye başlarlar ve bu seni kurtarma şansımızı yok eder"
Geleceğin ne getireceğinin bilinmezliğine güvenip kendimi rahatlatmaya çalıştım.
Sabah uyandığımda Klaus evde değildi. Hatta evde kimse yoktu. Saatlerce birinin gelmesini bekledim çünkü camlara yaklaşamıyordum, telefonum yoktu ve kan içmemek için direniyordum.
Evin içinde gezerken toplantı odası olarak kullandıkları odaya girdim. Anlamadığım için çıkmak istesemde duvarda gördüklerim beni durdurdu.
İlk başta üstü çizilenlere baktım içlerinden biri bana saldıran kişiydi. Bir yüzbaşı tarafından öldürüldüğü yazıyordu.
Kadının kim olduğunu bilmiyordum ama ürkütücü gelmişti. İlerleyip diğerlerine baktım çoğu aynısıydı tehlike yaratacak kişilerin adı da vardı. Ama dikkatimi çeken şey kenarda Nim'in resmini görmüştüm. Hızlı adımlarla oraya gidip üstündeki diğer fotoğrafları kaldırdım.
Bu fotoğrafını ilk kez görüyordum ve burda daha 2 aylıktı. Yazıları okumaya başladığımda "Tehlike" kısmında takılı kalmıştım. Neden düşmanlarının olduğu fotoğrafta kızımız vardı ki?
Tekrar okuyacakken biri elimden almıştı.
"Sana buraya gelme dedim"
O an Klaus'un sinirle beni çekmesi umrumda değildi.
"Bu ne demek? Neden kızımızın adı ve fotoğrafı var burda? Klaus bana cevap ver neden kızımın adı burda neden tehlikeli olarak yazıyor?!"
"Çıkalım şuradan!"
Beni çekerken dikkatimi başka bir şey daha çekmişti neredeyse elimi kırma pahasına da olsa kurtulup o kağıdı panodan söküp aldım.
Bu bendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ECNADEYN
FantasyGeçmiş ve gelecek, aralarında bulunan zamanın kayıp insanları, kaybolan hayatlar, kaybolmak istenilen hayatlar, sessiz fırtınalar, öldüresiye nefret, nefretten doğan aşk, yüz yılları hiçe saydıran saniyeler, yıkılan imparatorluğun sebebi olan ve yen...