Perdelerin arasından sızan güneş ışığıyla gözlerimi açtım. Her yerim uyuşmuş dün akşam aldığım ilaçlar bünyeme ağır geldiği için midemdeki her şeyi kusarak bolca ter dökmüştüm ama şu an kendimi iyi hissediyorum. Ne kadar inandırıcı gelmesede... Okula gidebilecek kadar iyi.
Yataktan kalkarak banyoya girip yüzümü yıkadım ve derin bir nefes aldım. O günden sonra Alex'i hiç görmedim. Evden de hiç çıkmadım. Onu görmedim ama rüyalarım onunla buluştuğum yer haline gelmeye başlamıştı ki bu daha çok canımı yakıyor. Çünkü eninde sonunda son buluyorlar ve ben onsuzluğa uyanıyorum.
Dolabımın karşısına geçip ne giyineceğime karar vermeye çalışarak iç çektim. Sonunda kahve rengi eteğimi ve beyaz bluzumu giyinip sade bir makyaj yaptıktan sonra aynada kendime son bir kez bakarak çantamı ve trenç kotumu giyinip odamdan çıktım. Sessiz koridorda ilerliyor günümün nasıl geçeceğini düşünerek heyecanlanıyorum. Merdivenlerden aşağı indim ve babamla karşılaştığımda koltuğunda oturarak kahvesini yudumlayan, derin derin düşünürken sessiz sessiz nefes alan onu izleyerek gülümsedim. Her zamanki gibi. Robot misali yaşıyor. Kapıya doğru ilerlemeden önce iyi olup olmadığını sordum. Başını sallayarak gülümsediğinde de eğilerek botlarımı giyindim.
"Kahvaltı yapmayacak mısın?"
Annemin sesiyle ürkerek ayağa kalktım ve başımı iki yana salladıktan sonra kapıdan çıkarak merdivenlerden inmeye başladım. Bugün kendimi iyi ve mutlu hissediyorum. Belki birazda huzursuz ama bu huzursuzluğa alıştım ve kendimden bir parça olarak kabullendim sanırım.
Telefonumu açıp navigasyona, okulun konumunu girdim ve haritaya bakarak kalabalık sokaklarda yavaş yavaş ilerlemeye başladım. Rüzgar omzuma düşen saçlarımı uçuruyor bacaklarımda gezinerek beni üşütüyor. Bu tanıdık geliyor. O geceki gibi. Telefonuma gelen mesaj sesiyle ekrana baktım.
Neredesin?
-SandraOna yürüyerek okula gittiğimi yazdıktan bir iki dakika sonra telefon yine titredi.
Seni almamı ister misin?
-SandraBiraz hava almak ve kötü geçen hafta sonumu unutmak istiyorum. Kusarak ve karın ağrısından ağlayarak geçirdiğim hafta sonu. Gerçi ne olursa olsun buna değdi ama...Hayatımda ilk defa kendimi bu kadar mutlu, özgür, rahat ve huzurlu hissetim. O akşam. Onun yanında...
Okulun büyük bahçesinin önünde durduğumda sertçe yutkundum ve başımı eğerek hızla ilerlemeye başladım. Bir iki kişi laf atmış ama buna rağmen başımı kaldırıp göz teması kurma gereğinde bulunmamıştım. Bileğimi kavrayan ellerle gözlerimi kocaman açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alex Turner || I Wanna Be Yours
Fanfiction"𝑺𝒆𝒄𝒓𝒆𝒕𝒔 𝑰 𝑯𝒂𝒗𝒆 𝑯𝒆𝒍𝒅 𝑰𝒏 𝑴𝒚 𝑯𝒆𝒂𝒓𝒕 𝑨𝒓𝒆 𝑯𝒂𝒓𝒅𝒆𝒓 𝑻𝒐 𝑯𝒊𝒅𝒆 𝑻𝒉𝒂𝒏 𝑰 𝑻𝒉𝒐𝒖𝒈𝒉𝒕 𝑴𝒂𝒚𝒃𝒆 𝑰 𝑱𝒖𝒔𝒕 𝑾𝒂𝒏𝒏𝒂 𝑩𝒆 𝒀𝒐𝒖𝒓𝒔 𝑰 𝑾𝒂𝒏𝒏𝒂 𝑩𝒆 𝒀𝒐𝒖𝒓𝒔..." "𝐼 𝑊𝑎𝑛𝑛𝑎 𝐵...