Küvet

642 47 105
                                    

Gülümseyerek sinsi sinsi dikilmeyi bıraktım. Mutfağın kapısından içeri girdim. İlerledim ve gözlerimi utanarak kaçırdım. Başımın ağrısıyla nefes alamasamda kendimi zorladım. Tezgahlardan birine oturdum. David bizi yeniden yalnız bırakırken-sanki anlamış gibi, babasının benimle özel olarak konuşmak istediğini- salondan çıkışını izledim. Alex'te çok içinde tutamadı zaten. Oğlumuz kapıdan çıkar çıkmaz dudaklarını araladı. Merakla sordu. Aslında merak değil. Endişe.

"Dün akşam ne oldu? İyi değildin Windy."

Öyle miydim? İyi...Değil miydim? Uzun zamandır iyi değilim ben Alex. Hiçbir zamanda değildim.
Önemsiz olduğunu belirterek başımı iki yana salladım. Tezgahtan zıplayarak indim. Daha fazla konuşmak istemediğimden, bana soracağı sorulara maruz kalmak istemediğimden duş almak istediğimi söyleyerek onun, meraklı; endişeli gözlerinden kaçtım.

"Neden...Neden kabul etmedin?"

Kapıdan çıkmadan önce durdum. Anlayamayarak kaşlarımı çattım ve ona doğru döndüm. Bekledi. Gözlerimi bakınarak tepkisizce izledi.

"Neyi?"

Çenesini sıktı ve dudaklarını hızla yaladı. Başını geriye doğru attı.

"Gerçekten bunu yapıcak mısın?"

Neyi? Anlamıyor ve bekliyorum. Açıklamasını ama o salağa yattığımı zannediyor sanırım ve işte sinirle soruyor.

"Neden onun teklifini kabul etmedin?!"

Teklif?

"Şunu yapma Windy!! Bana yalan söyleme! Ya da- yapma işte!"

Sesi yüksek çıkınca ürperdim ve zorda olsa konuştum. Şaşkınlıkla...

"Sana yalan söylemiyorum Alex. Sadece- anlamıyorum. Neyi kastettiğini...Ne teklifi?"

Dudaklarını araladı ama hiçbir şey söylemedi. Dik ve sert bakışlarıyla gözlerimi, emin olmak için izlemeye devam etti. Biliyor muyum yoksa oynuyor muyum diye ama biliyor. Oynamıyorum. Gerçekten neyi kastettiğini anlayamıyor ve sessizce bekliyorum.

"O piçin aynı evde kalma...'birlikte yaşama' teklifini..."

Dalga geçercesine güldü. Devam etti ve alay, uzaklaştı. Çünkü bana ulaşmaya çalıştı. Onu da öfke sarmaladı.

"Neden kabul etmedin? Madem gerçekten çok iyi bir baba adayı olduğunu düşünüyordun? Neden...Neden kabul etmedin?"

Şaşkınlıkla gözlerim, kocaman açıldı. Gülümsedim ve başımı iki yana salladım.

"Ne?!"

Alayla sorduğum soru karşısında kaşları daha da çatıldı.

"Alex öyle bir şey yok! Ne ayrı eve çıkma ne de onu, iyi bir baba adayı olarak görmem...David'in bir "baba adayına" ihtiyacı yok. Onun zaten bir babası var. Hem neden böyle bir şey söyleyeyi-"

Hızla sözümü kesti.

"Kes şunu! Bana yalan söylemeyi bırak! Neden bunu yapıyorsun! Neden yalan söylüyorsun! Bende boktan hatalar yaptım Windy ama..."

Sertçe yutkundu.

"Her zaman dört dörtlük olsanda sende kabul edebilirsin. Sende siktiri boktan şeyler söylediğini kabul edebilirsin!"

Sesi daha da yükselirken boğazındaki damarlar belirginleşince ürpererek geri çekildim. Çünkü onu daha önce hiç bu kadar sinirli görmemiştim. Hiç...
Neden sinirlendi sahi? Fiorre'yla ayrı eve çıkmam fikri mi onu bu kadar delirtti? Yoksa David'in, onun yerine başkasını koyabilme ihtimali mi? Beni kaybettiği gibi oğlunu da kaybetmekten mi korkuyor?

Alex Turner || I Wanna Be YoursHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin