Bir ay geçti. Uzun bir ay...
Windy'i hiç görmedim. Bir kaç kez David'i almaya gittiğimde belki...Camdan ağlayarak beni izlediğini fark ettim ama cesaret edemediğini düşündüm. Ya da belkide...Bilmiyorum. Belki de sadece istemedi. Beni görmek. Benimle konuşmak. O geceden sonra. Bende bakamazdım zaten. Gözlerinin içine. Bakamazdım.
Konuşamazdım. Onunla..."Babam seni sevmiyor. Biliyorsun öyle değil mi? O hala anneme aşık."
Alaycı bir kıkırdama sesi...
"Öyle mi? O zaman neden benimle birlikte?"
Neden? Neden?
"Çünkü annemde o adamla birlikte ve..."
Kaşlarımı çattım. Gökyüzünü izlerken düşünmeye devam ettim. Dudaklarımın arasına yerleştirdiğim sigaradan derin bir nefes aldım ve David dedim. David. Üzgün olduğunu söylemişti. Annesinin. Üzgün olduğunu. Üzgün ve...O adamla hala görüştüğünü. Gerçekten mutlu olmalı demek bu. Gerçekten seviyor onu. Öyle değil mi?
"Demek ki annende, babanın beni sevdiği gibi o adamı çok seviyor ve onunla birlikte olmak istiyor. Eğer babanla birlikte olmak isteseydi. Ya da baban...
Annenle birlikte olmak isteseydi. O zaman..."Beni köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Biliyorum. Çünkü bunu sürekli yapıp duruyor. Sorguluyor ki haklı. Bir şeyler döndüğü belli. Belli ve o hissedebiliyor. Anlıyor. Taylor. Benim kırgın ve kızgınlığımı. Kendime olan kızgınlığım. Pişmanlığım...Biliyor. Taylor. Biliyor ve günlerde...Günler...Aynı boktanlığıyla son buluyor.
Windy;
Başımı, elimdeki okumadığım ama sayfalarını izlemekten zevk aldığım-hayır sadece düşünüyorum.- kitaptan kaldırdım. David. Oyuncaklarıyla oynuyor ve dikkatle yanımda oturarak bacaklarımı okşayan Fiorre'yi izliyor. Onu sevmiyor. Ondan nefret ediyor ve bunu gizlemek için en küçük bir çaba bile sarfetmiyor. Bende...Bende minik oğlumun kıskançlığı ve huysuzluğu ne kadar komiğime gitsede tepki veremiyorum. Bu aralar hiçbir şeye...Hiçbir şeye tepki gösteremiyorum zaten. Sadece izliyorum. Sessizce. O geceki gibi...
"Ben yatmaya gidiyorum anneciğim."
Başımı salladım ve o, yanağımı öperken saçlarını okşadım.
"İyi geceler bebeğim. Dişlerini fırçala!"
Odaya girdi. Fiorre'ye bakarak kaşlarını çatarken kapıyı çarptı. Kıkırdama sesiyle başımı çevirdim.
"Üzgünüm."
Sorun olmadığını söyledi ve ben ondan kaçarak kitabımı okumaya devam ederken eğildi. Dudaklarımı uzunca öptü ve geri çekilirken boynumdaki balerin kız kolyesini yakalayıp kalın parmaklarına doladı.
"Yarın akşam için hazır mısın?"
Anlayamayarak kaşlarımı çattım.
"Unuttuğunu söyleme Windy! Sandra, sen, ben ve-"
Başımı salladım. David'e bakıcı bulamadığımı söylerken gözlerimi yeniden kitabıma diktim. Çünkü yalan söyledim. Sadece bakıcıya verecek param yok.
"Babasına bırak."
Babası...
"Hayır. Bunu yapamam. Çünkü...İşi var."
Alayla güldü.
"O ayyaş herifin ne gibi bir işi olabilir ki?"
Kaşlarımı sinirle çatıp bacaklarımı üzerinden çektim.
"Onun hakkında bu şekilde konuşma!"
Bıkkınca iç çekti.
"Sebep? Sizin aranızda ne var?! O gece neden-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alex Turner || I Wanna Be Yours
Fanfic"𝑺𝒆𝒄𝒓𝒆𝒕𝒔 𝑰 𝑯𝒂𝒗𝒆 𝑯𝒆𝒍𝒅 𝑰𝒏 𝑴𝒚 𝑯𝒆𝒂𝒓𝒕 𝑨𝒓𝒆 𝑯𝒂𝒓𝒅𝒆𝒓 𝑻𝒐 𝑯𝒊𝒅𝒆 𝑻𝒉𝒂𝒏 𝑰 𝑻𝒉𝒐𝒖𝒈𝒉𝒕 𝑴𝒂𝒚𝒃𝒆 𝑰 𝑱𝒖𝒔𝒕 𝑾𝒂𝒏𝒏𝒂 𝑩𝒆 𝒀𝒐𝒖𝒓𝒔 𝑰 𝑾𝒂𝒏𝒏𝒂 𝑩𝒆 𝒀𝒐𝒖𝒓𝒔..." "𝐼 𝑊𝑎𝑛𝑛𝑎 𝐵...