Suçlu mu? Suçsuz mu?

573 68 87
                                    

Odama girdim. Üzerimdeki bornozu çıkardım ve banyoya doğru ilerledim. Mırıldandım. Kendi kendime ama nedense mırıltılarımı işitemedim. Nedense...
Kapıları açık bir şekilde beni bekleyen duşa kabinin içine doğru süzüldüm. Suyu açtım. Bir süre oyalandım. Düşündüm. Alex hakkında. Eğer kalkmasaydım üzerinden. İzin verseydim ona. Neler olabileceğini...Düşündüm. Düşündüm ve düşündüm. Vücudumdaki sabunu arındırdıktan sonra da havluma sıkı sıkı sarılıp odama geri döndüm. Yatağıma uzanırken gülümsemeden edemedim. Çünkü...Kendimi garip hissetsemde Alex'in yüzündeki o saf çaresizlikten zevk almadım diyemem. O açlığı...O sabırsızlığı...

"Anneciğim!!! Anne!!! Anne!!"

Açılan kapıyla hızla doğruldum.

"Anneciğim ben acıktım. Çok acıktım. Dışarıda yiyebilir miyiz? Babama sordum. Annen nasıl isterse dedi. Yiyebilir miyiz? Yiyebilir miyiz?"

Başımı onaylayarak sallayıp Alex'in anlayışlılığıyla gülümsedim. Annen nasıl isterse. Annen...Nasıl isterse. Nasıl isterim?
Bebeğimi kendime doğru çektim ve minicik bedenini sıkıca kavrayıp bacaklarıma oturttum. Yumuşacık saçlarına öpücükler kondurdum. O kıkırdarken yanaklarıyla oyandım. Merakla nereye gitmek istediğini sordum.

"Bilmiyorum. Canım hamburger yemek istiyor. Hamburger!! Hamburger!!!"

Kıkırdarken başımı salladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kıkırdarken başımı salladım.

"O zaman...Hadi. Hemen gidip hazırlan!"

Mutlu mutlu gülümsedi ve odamdan çıktı. Bende
dolabımın karşısında geçerken ne giyineceğime karar vermeye çalıştım ama sadece çalıştım ve bir süre de çalışmaya devam ettim. Sıkıntıyla iç çektim. Başımı, havanın nasıl olduğunu anlamak ve ona göre bir şeyler giyinmek için çevirdim. Güzel görünüyor ama bu benim için hiçbir anlam ifade etmiyor. Çünkü ben, bir elbiseye karar verirken aklım bir başkasına takılıyor hep ve hemen vazgeçiyorum. Bir yerden başlamak için doğruldum. İç çamaşırlarımı giyinerek elime, ilk gelen elbiseyi giyineceğime söz verdim kendime. Öyle de yaptım. Siyah bir elbise yakaladı elimi. Bende giyindim. Daha fazla düşünmeden ve kendimi yiyip bitirmeden. Giyindim. Sonra da aynanın karşısına geçerken yüzümü izledim. Bir süre. Uzun bir süre. Sessizce izledim. Oturdum ve güzel bir makyaj yaptım. Oyalandım ve eğildim.

"Hazır mısın?"

Arkamdan gelen boğuk aksanla ürperdim. Başımı salladım. Kapıya yaslanarak beni izlemeyi bırakıp yanıma doğru ilerledi. Ellerimi tutarak öpüp önümde eğildi. Ayakkabılarımın iplerini yavaşça kavrayıp derin derin düşünürken usulca bağlamaya başladı. Tenime değen parmaklarla uyuştum. Saçları yüzüne düşen ve ince dudaklarını büzdüğü için daha da seksi görünen onu izledim. Heyecanla derin derin nefesler aldığımı ve kokusunda boğulduğumu fark ettim bir anda. Aptal ben. Oysaki daha demin küvetinde deliler gibi yiyişiyor ve o, göğüslerime öpücükler kondururken, kucağında pantolonunun üzerinden ona sürtünerek zevkten dört köşe oluyordum. Şimdi ise sadece kokusuyla heyecanlanıyorum işte. O da çok garip davranıyor doğrusu. Kibar ve gereğinden fazla ilgili. Gerçi o hep böyle ama onu bu şekilde çileden çıkardıktan sonra da böyle olmasını beklemiyordum açıkçası. Bu kadar sabırlı ve sakin olmasını. Tatlı...

Alex Turner || I Wanna Be YoursHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin