Tek İstek

1.1K 63 58
                                    

James kuzenimden ayrılıp gözlerini kapıya yaslanarak konuşan Alex'e dikti. Bir anda da ciddileşti. Kaşlarını çattı ve alnında çizgiler oluştu. Ne gergin. Şimdi konuşuyorlar. Dikkatle. Sahi ne konuşuyorlar bu kadar? Çok uzun bir konuşma bu. Saatler gibi.

Adam başını salladığında gözleri bir anda onu dikkatle izleyen beni buldu ve bu sertçe yutkunmama sebep oldu. Derin bakışları altında nefesim kesildi adeta. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve Alex, adamın keskin bakışlarını takip ederek başını çevirip gözlerini bana diktiğinde, koyu gözleri benim ürkek gözlerimle buluşunca, kaşları çatışını izledim. Tıpkı patronu gibi ama neden? Evet böyle meraklı meraklı onları izlemem doğru değil ama sadece izliyorum. Zararı olacak bir şey yapmıyorum ki. Öyle değil mi? Birde şimdi bu iki adamın bakışları altında eziliyor nedensiz yere korkuyorum.

Başımı eğerek gözlerimi kaçırdım ve bacaklarımın üstündeki parmaklarımla oynamaya başlarken derin derin nefes aldım. Alex yanıma dönüp bar tezgahından atlayarak beni tabureden kaldırana kadar. Hemen yanımda oturan ama benim şimdi o konuşmaya başlayınca fark ettiğin arkadaşına eğilip kulağına fısıldayarak dudaklarını araladı. Bende sessizce izlemeye başladım. Kasıklarımdaki ısı artışıyla bacaklarıma birbirine bastırırken. Uyuştuğumu hissettim. Derin bir uyuşma...

 Gömleğinin düğmeleri çözülmüş, saç tıraşı beni büyülemeye yetmişti açıkçası

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gömleğinin düğmeleri çözülmüş, saç tıraşı beni büyülemeye yetmişti açıkçası. Her zamanki gibi. Arkadaşı gülerek başını salladı. O elimi tutup kapıya doğru ilerlediğinde de bardan çıkana kadar hiç konuşmadık. Soğuk hava yüzüme çarpana ve bedenimi titretip ürkütene, ben ceketime sarılıp dudaklarımı aralarken onu izlemeye devam edene kadar.

"James...O nasıl biri?"

Bir anlık sorum karşısında durup başını bana doğru çevirdi. Kaşlarını anlamayarak çattı. Bu onu rahatsız etmiş olmalı ama neden? Peki ben...Ben neden böyle bir soru sordum bir anda? Sanırım o an sadece konuşmak istedim kelimeler ben düşünmeden dudaklarımdan süzülürken. Sessizliğe katlanamadığımdan. Birde merak ettim. Onu...
Ne kadar aksini idda etsemde Sandra'yı ve onun ilişkilisini merak ediyorum çünkü. Belki de tahmin ettiğim kadar kötü biri değildir diyorum. Belki de Sandra'ya değer veriyor ve onu gerçekten seviyordur.

"Neden sordun? Neden James'i sordun?"

Düşüncelerinden ayrılıp gözlerimi onun karanlıkta daha da koyulaşan gözlerine diktim ve sessizlikte daha da boğuklaşan sesiyle ürperdim. Sanki sinirlenmiş sorum onu rahatsız etmişti ama merak ediyor ve ondan başka kendime cevap bulacak bir seçenek göremiyorum.

"Sandra...Ben...Sadece merak ettim bir önemi yok."

Ne gergin. Her şey...Bu yüzden konuşamıyorum işte. Kekeliyor. Saçmalıyorum. Birde bir anda yükseldiğinden ve bende sorduğum soruyla içimde biriken merakı aptalca bulduğumdan kendime saklıyorum. Yine. Her şeyi. Susuyor. Başımı eğip gözlerimi elimi sıkıca kavrayan sıcacık damarlı eline dikerken bana doğru bir adım atıp pişmanca boynuma öpücükler kondurduğunda hemencicik uyuşuyorum. Dudaklarının dediği her şey yanıyor ve görünmez yaralar oluşturuyor sanki. Bir an başım dönüyor o an. Derin bir nefes alıyorum. Başımı döndüren o biliyorum ve onun sigarayla birleşen mükemmel yoğun erkeksi kokusu. Daha fazlasını istiyorum. Bağımlı oluyorum. Ona...Alex'e... Kokusunda boğulmak. Belkide daha fazlası...

Alex Turner || I Wanna Be YoursHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin